Sokrat’tan Manhattan’a mağrur bir senfoni: Café Society

Café Society (Woody Allen) Woody Allen’ın yeni filmi Café Society, geçen zamana yakılan tatlı, hüzünlü bir ağıt, 30’ların caz ezgileriy...

Café Society (Woody Allen)
Woody Allen’ın yeni filmi Café Society, geçen zamana yakılan tatlı, hüzünlü bir ağıt, 30’ların caz ezgileriyle dalgalanan ve parıltılı hayatlardan damıtılıp beyaz perdeye aktarılan hoş bir peri masalı. Hollywood’un altın çağında geçen hikâye, Allen’ın dış sesinin, şan, şöhret ve para içinde yüzen bir yapımcıyı, Phil Stern’i tanıtmasıyla başlıyor. Şehirdeki en iyi ajanslardan birinin sahibi Stern, ünlülerle, projelerle, rekabetle kaynayan yaşamında başarıdan başarıya koşmaktadır. Ancak, ailesini ve geldiği yeri unutmuştur. Ablasının, yeğeninin geleceğini haber veren telefonunu aldığında bu işten hiç de memnun olmaz. Ancak, “2 hafta sonra tren istasyonundan bir taksi, Hollywood’daki Ali Baba otelinin önünde durdu”ğunda, taksiden inen utangaç gencin (Robert- Jesse Eisenberg) ısrarlı tavrına dayanamayıp ona önemsiz işler vermeyi kabul eder. Robert da bu arada, amcasının kendisine eşlik etmesini istediği Vonnie (Kristen Stewart) ile yakınlaşmaya başlar. Tabii bu tozpembe hikâye, Robert için hüsranla sonuçlanır.

Film, büyüleyici ve zekice kotarılmış performanslar ı-ki, bu filmin Sosyal Ağ (2000) ile tanınan Eisenberg ve Yolda (2012) ile farklı bir kulvara adım atan Stewart için bir dönüm noktası olduğu söylenebilir- gölgede bırakan, Allen’ın Manhattan (1979)’dan beri odaklandığı, Mavi Yasemin (2013), Mantıksız Adam (2015) gibi filmlerle doruğa ulaşan, insan doğasını anlatma/ çözümleme tutkusunu büyük bir özgüven, vakar ve sükunetle dışa vurur. Eisenberg, Manhattan’da yaşayan mütevazi bir Yahudi ailenin küçük oğlu olarak, ailesinin kanatlarının gölgesinden kurtulup büyümekte bir hayli zorlanır. Hollywood’da yaşadığı hüsrandan sonra evine dönen genç, bir mafya olan abisinin gece kulübünü işletmeye başlar. Bogartvari bir evrim geçiren Robert, patavatsız, sakar ve telaşlı bir ergenden, olgun, hayal kırıklığıyla dolu bir adama dönüşür. Bobby’nin ürkek, romantik, açık yürekli doğası artık çok gerilerde kalmış olsa da Vonnie’nin ve amcasının kulüpte aniden belirmeleri, eski defterlerin yeniden açılmasına vesile olur. Her ne kadar Vonnie, “eskiden eleştirdiği her şeye” dönüştüyse de eski aşıklar, itiraflar ve iç çekişler eşliğinde arz endam etmekten geri kalmazlar.

Yine de Allen’ın öyküye içtenlikle serpiştirdiği ipuçlarını birleştirip, bütün bu şaşaanın ardındaki ana fikrin “Kel ölür, sırma saçlı olur; kör ölür, badem gözlü olur” deyişinde yattığını anlamamız gerekir. Hollywood’a geldiğinde babasının dükkanında çalışmaktan sıkıldığından dem vurup yıldızlı dünyaya dahil olmak için can atan Boy, finale doğru Vonnie ’ye evlenme teklif ederken: “Buradaki manzara beni hayal kırıklığına uğrattı. Ben de senin gibi havuzlu evim olsun, film yıldızlarıyla tanışayım istiyordum. Ama aslında sıkıcı, iğrenç, yalan dolanla dolu bir dünya,” der. Bu da orta halli bir ailenin çocuğu olan Bobby’nin gözünü yükseklere dikmekten vazgeçtiğini, ancak başka daha ulaşılmaz bir hedefe odaklandığını gösterir: Vonnie ‘ye. 
Café Society (Woody Allen)
Bu noktada, Allen’ın insan doğasının karmaşık, ikiyüzlü ve doymak bilmeyen mizacını eşeleyen tavrı, karakterlerin derinlerine doğru, planlı fakat sessiz ve derinden bir kazıya girişir: Bobby, amcası sayesinde dahil olduğu Hollywood sosyetesinden sıkılmıştır. Belki de bir anlamda, Hollywood fethedilmiş ve cazibesini yitirmiştir. Bu nedenle, artık kendi krallığının hükümranı olmak istediğine karar vermiştir ve evine dönmeyi arzulamaktadır. Vonnie ise, Phil’in çekici ve sorumluluk sahibi tavırlarından, yıldızlara bir uzanış kadar yakın oluşundan etkilenmiştir; ancak sevgilisi eşinden ayrılmaktan vazgeçince hayal kırıklığıyla kendisini sevdiğini bildiği naif Bobby’ye yönelir. Bir yıl kadar sonra, patavatsız Bobby’nin sayesinde Phil’in kendisini hala sevdiğini ve eşinden kesin olarak ayrılacağını öğrenince eski sevgilisiyle evlenmeye karar verir. Bobby’yi tabir-i caizse “çantada keklik” görerek, daha önce elde edemediği Phil’e yönelir. Ve finalde, bu sefer de Phil’i elde etmiş ve doyum noktasına ulaşmış olan Vonnie, bir zamanlar reddettiği Bobby’yi hayal etmeye başlar: Bobby’nin sahilde evlilikten ve New York’ dan bahsettiği sahnede hayallere dalan Vonnie, o an nasıl Phil’in özlemiyle yanıp tutuşuyorsa, finalde de uyanık düşlerinin öznesi Bobby’dir. Aslında bütün karakterler birbirilerine ayna tutar gibidirler. Her biri, ellerindekiyle yetinmek yerine imkânsız tutkuların peşinden sürüklenen maceraperest ve açgözlü ruhlardır. Bu bakımdan filmin, çok derinlerde, tüketim toplumunda sosyal ilişkilerdeki dengesizliğe de değindiği söylenebilir. (Özellikle de Leonard karakterinin varlığı düşünülürse)

Yönetmen, Café Society ile, önceki filmlerinde yöneldiği konuları tekrarlar: hayat, şans, kader, aşk, suçluluk. Bobby’nin annesi, ‘her günü son gününmüş gibi yaşa’ diyor ve’ bir gün doğruyu bulacaksın.’ Allen, her filminde son filmiymiş gibi yaklaşım sergilemiyor; bunun yerine, her biri sanki ilk filmiymiş gibi davranıyor: Akıllı, sert, sevimli, biraz dalgın, hırslardan arınmış ve tekrar eden anekdotlarla vurgulamaktan da geri kalmayan bir tutum.

Eisenberg, Bobby rolünde adeta devleşiyor hem naif genç adamı yansıtmakta hem de kaderinin çok benzediği Phil amcaya nasıl dönüştüğünü göstermekte oldukça başarılı. Stewart da Vonnie rolünde oldukça havalı ve baştan çıkarıcı bir performans sergiliyor.

Bobby’nin kız kardeşi Evelyn (Sari Lennick) ve Marksist kocasının(Leonard- Stephen Kunken) hikayesinin abisi Ben’in kirli işleriyle birleşmesi, Ben ‘in sonunun Sing Sing’de idam edilmek olması gibi yan hikayeler ve dış sesin zaman zaman araya girerek öyküye derinlik kazandırması gibi usta dokunuşlar filme dinamizm kazandırmasının yanısıra, “masal” havasının da korunmasına yardımcı oluyor. Ben’in işlediği suçların açığa çıkmış olması, komşusunu ağabeyine şikâyet eden Evelyn’den çok Leonard’a dokunuyor, zaten filmin kapanış sahnesindeki en çarpıcı söz de o ana kadar pasif ancak mantıklı gösterilen Leonard’dan geliyor: “Sorgulanmamış bir yaşam yaşanmaya değmez, sorgulanmış olan da pazarlık kabul etmez.”

Ad

A Separation,1,Adam Schaff,1,Adem ve Havva,1,Akra'da Bulunan Elyazması,1,Alain Badiou,4,Alain Resnais,1,Alan Woods,1,Albert Camus,17,Albert Einstein,4,Alejandro González Iñárritu,1,Alenka Zupančič,1,Alexander Supertramp,1,Alfred Hitchcock,4,Alıntı,1,Ali Rahimli,4,Allen Ginsberg,5,Amin Maalouf,1,Anarşi,2,André Breton,1,Andrey Tarkovski,7,Ani Gezinti,1,Anton Çehov,2,Antonin Artaud,1,Anubis,1,Aristoteles,1,Arthur Danto,1,Arthur Rosenberg,1,Arthur Schopenhauer,2,Arundhati Roy,1,Asghar Farhadi,3,Attila İlhan,1,Aynadaki Gibi,1,AzBlog,13,Aziz Nesin,2,Babaya Mektup,1,Beat Kuşağı,17,Belgesel,5,Belinski,1,Bertolt Brecht,3,Bertrand Russell,1,Bilim,10,Billie Holiday,1,Biyografya,22,Björk,1,Bob Black,1,Bob Dylan,1,Bozkırkurdu,1,Böyle Buyurdu Zerdüşt,1,Breaking Bad,1,Bulantı,1,Bülent Ortaçgil,2,Büyülenme,1,Camera Lucida,1,Can Yücel,2,Cemal Süreya,1,Charles Baudelaire,2,Charles Bukowski,6,Charles Dickens,1,Charlie Chaplin,2,Charlie Parker,1,Christfried Tögel,1,Christine Bard,1,Christopher McCandless,1,Christopher Nolan,1,Chuck Palahniuk,3,Çarlz Bukovski,1,Çavdar Tarlasında Çocuklar,1,Dallas Buyers Club,1,Damon Albarn,1,Daniel Goleman,1,Dava,1,David Gilmour,1,Demian,1,Desiderius Erasmus,1,Didier Lauru,1,Dieter Forte,1,Djivan Gasparyan,1,Dominique Laporte,1,Dostluk Bağları ve Dostluk,1,Dostoyevski,16,Dönüşüm,1,Edebiyyat,140,Edgar Allan Poe,1,Eduardo Galeano,1,Eflâtun,1,Ejderhaların Danssı,1,Elias Canetti,1,Elvis Presley,2,Emil Michel Cioran,1,Emma Goldman,1,Eric Clapton,1,Eric Hoffer,1,Erich Fromm,3,Ernest Hemingway,2,Estela Welldon,1,Ethan Coen,2,Əkrəm Əylisli,1,Feature,20,Félix Guattari,1,Felsefe,93,Ferman Toroslar,1,Fernando Pessoa,1,Film,68,Franz Kafka,25,Freddie Mercury,1,Friedrich Engels,1,Friedrich Nietzsche,19,Füruğ Ferruhzad,1,Gabriel Garcia Marquez,1,Gabriel García Márquez,2,Galileo,2,Gemeinschaft,1,George Carlin,1,George Martin,1,George Orwell,1,Georges Canguilhem,1,Georges Perec,1,Gerçeklik açısından Kafka,1,Gilles Deleuze,5,Goethe,1,Gogol,4,Guguk Kuşu,1,Gustav Janouch,1,Guy Fawkes,1,Hakim Bey,1,Harriet Lerner,1,Hegel,2,Heinrich Böll,1,Hermann Broch,1,Hermann Hesse,5,Herta Müller,1,Hrant Dink,1,Iain Menzies Banks,1,Immanuel Kant,1,Ingeborg Bachmann,1,Ingmar Bergman,6,Inside Llewyn Davis,1,Italo Calvino,2,İran,1,İtalo Calvino,1,J. D. Salinger,2,Jack Kerouac,8,Jacques Brel,1,Jacques Lacan,13,Jacques Vergès,1,James Hawes,1,James Joyce,1,Jan Pol Sartr,1,Jason McQuinn,1,Jean Baudrillard,1,Jean Cocteau,1,Jean-Paul Sartre,10,Jehane Noujaim,1,Jenn Ashworth,1,Jiddu Krishnamurti,2,Jimi Hendrix,1,Joel Coen,2,John Berger,1,John Fante,2,John Lennon,5,John Steinbeck,4,Jorge Luis Borges,1,Jose Saramago,1,Joseph Conrad,1,Judith Butler,1,Juliet Mitchell,1,Julio Cortázar,1,Kaos'un Gizli Yaşam,1,Karamazov Kardeşler,2,Karl Marx,8,Kaybedenler Klübü,1,Ken Kesey,1,Kırmızı Pazartesi,1,Korkma Ben Varım,1,Kumarbaz,1,Kürk Mantolu Madonna,1,La Casa De Papel,1,Lady with Ermine,1,Lars von Trier,8,Laura Nyro,1,Leonard Cohen,1,Leonard Da Vinci,1,Lev Tolstoy,5,Lev Troçki,2,Linda Lee,1,Maksim Gorki,2,Malina,1,Marie Curie,1,Marilyn Manson,1,Marilyn Monroe,1,Mario Leis,1,Marlon Brando,1,Marqius de Sade,2,Martı Jonathan Livingston,1,Martin Heidegger,2,Maurice Blanchot,2,Max Stirner,15,Mental Pornografi Blog,2,Meqale,175,Michael De Montaigne,1,Michel Foucault,6,Mike Leigh,1,Milan Kundera,1,Miles Davis,1,Milgram,1,Milgram deneyi,1,Mohsen Namjoo,3,Monique Wittig,1,Morrisse,1,Murat Menteş,1,Mustafa Kemal Atatürk,1,Muzik,37,Neal Cassady,2,ngmar Bergman,1,Nick Cave,1,Nick Mason,1,Nikolay Gavriloviç Çernişevski,1,Nilgün Marmara,1,Noam Chomsky,2,Nostalghia,1,Notre Dame'ın Kamburu,1,Nuri Bilge Ceylan,2,Octavio Paz,1,Oğuz Atay,1,Ontolojik Anarşi,1,Onur Ünlü,2,Oscar Wilde,2,Osho,1,Oteki Ben,1,Ölüler Tanrısı,1,Ölüm Pornosu,1,Ömer Hayyam,1,Özdemir Asaf,1,Palyaço,1,Pantolonun Politik Tarihi,1,Patti Smith,1,Paul Lafargue,1,Paul McCartney,3,Paulo Coelho,2,Peter Kropotkin,2,Pierre Clastres,1,Pigme,1,Pink Floyd,2,Politika,1,Rachel Carson,1,Rachter'in Günlüğü,1,Rashit,1,Ray Davies,1,Rene Girard,1,René Wellek,1,Richard Bach,1,Richard Brautigan,1,Richard Dawkins,1,Richard Wagner,3,Richard Wright,1,Robert Musil,1,Roger Fornoff,1,Roger Garaudy,1,Roger Waters,2,Roman,9,Rose Laub Coser,1,Rus edebiyat,2,Ruth Sheppard,1,S. Reynolds & J. Press,1,Sabahattin Ali,2,Sait Faik,1,Salvador Dali,1,Samuel Beckett,4,Sasha Grey,1,Saul Newman,2,Sean Penn,1,Sırtımdaki Ev,1,Siddhartha,1,Sigmund Freud,19,Silence Spring,1,Simone de Beauvoir,6,Slavoj Zizek,6,Slavoj Žižek,15,slide,2,Sokrates,1,Soren Kierkegaard,1,Spinoza,1,SS,6,Stalker,1,Stephen Eric Bronner,1,Steve McQueen,1,Stranger,1,Suç ve Ceza,2,Supertramp,1,Sürgün,1,Şeyler,1,Tanrıya Karşı Söylev,1,Tarkovsky,5,Tek Bacaklı Yolcu,1,Teneke Trampet,1,The Beatles,4,The Butterfly Effect,1,The Rolling Stones,1,The Square,1,Theodor Adorno,4,Thomas Mann,1,Through a Glass Darkly,1,Tom Waits,2,Tomris Uyar,1,Tony Porter,1,Turan Dursun,2,Turgut Uyar,1,Ulua,1,Uluma,1,Ulus Baker,4,Umberto Eco,1,Utanç,1,V for Vendetta,1,Van Gogh,1,Victor Emil Frankl,1,Victor Hugo,1,Viktor Frankl,1,Vladimir Nabokov,2,Voltaire,1,Vsevolod İ. Pudovkin,1,Walter Benjamin,1,Wilhelm Reich,1,Will Durant,1,William S. Burroughs,2,William Shakespeare,1,Woody Allen,8,Xavier Dolan,1,Yabancı,1,Yad,1,Yolda,1,Yusif Vəzir Çəmənzəminli,1,Zeki Demirkubuz,3,Zen Kaçıkları,1,
ltr
item
Ali Rahimli: Sokrat’tan Manhattan’a mağrur bir senfoni: Café Society
Sokrat’tan Manhattan’a mağrur bir senfoni: Café Society
https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgAmNhcBRBGTsimR-R5SoCI5vjbo8D3AEbtLHGwYASFn0vR6wf3sx1Lro75mNsfp9k0Bj0qcUNKAhmC9856Z4yVGByX-WLfJb7gJaoNfJl_c1zlof67OrJ4Gi3T2aVw6TvYvU6XFQUVNlul/s640/151145698-d6dc23ce-2168-40d9-9b5c-a1439dbcbc61-678x381.jpg
https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgAmNhcBRBGTsimR-R5SoCI5vjbo8D3AEbtLHGwYASFn0vR6wf3sx1Lro75mNsfp9k0Bj0qcUNKAhmC9856Z4yVGByX-WLfJb7gJaoNfJl_c1zlof67OrJ4Gi3T2aVw6TvYvU6XFQUVNlul/s72-c/151145698-d6dc23ce-2168-40d9-9b5c-a1439dbcbc61-678x381.jpg
Ali Rahimli
https://alirahimli.blogspot.com/2017/08/sokrattan-manhattana-magrur-bir-senfoni.html
https://alirahimli.blogspot.com/
https://alirahimli.blogspot.com/
https://alirahimli.blogspot.com/2017/08/sokrattan-manhattana-magrur-bir-senfoni.html
true
8815050805795647263
UTF-8
Tüm Yazılar Yüklendi Hiç bir yazı bulunamadı HEPSİNİ GÖSTER DAHA FAZLA Cevapla Cevabı İptal Et Sil Tarafından Ana Sayfa Sayfalar İçerikler Hepsini Göster BU YAZIYA BENZER DİĞER YAZILAR ETİKET ARŞİV ARAMA BÜTÜN İÇERİKLER İsteğinizle eşleşme bulunamadı Ana Sayfaya Dön Sunday Monday Tuesday Wednesday Thursday Friday Saturday Sun Mon Tue Wed Thu Fri Sat January February March April May June July August September October November December Jan Feb Mar Apr May Jun Jul Aug Sep Oct Nov Dec just now 1 minute ago $$1$$ minutes ago 1 hour ago $$1$$ hours ago Yesterday $$1$$ days ago $$1$$ weeks ago more than 5 weeks ago Followers Follow THIS CONTENT IS PREMIUM Please share to unlock Copy All Code Select All Code All codes were copied to your clipboard Can not copy the codes / texts, please press [CTRL]+[C] (or CMD+C with Mac) to copy