Anadili, ezilen annelerin dili olursa, şiddetin kaynağı haline gelir mi?

Samuel Bollendorff, From series China: The Forced March Çocuğun dünyası, doğumdan sonraki birkaç ay süresince, kendisini henüz ayrıştır...

Samuel Bollendorff, From series China: The Forced March
Çocuğun dünyası, doğumdan sonraki birkaç ay süresince, kendisini henüz ayrıştıramadığı annesi ile kurduğu bütünlükten oluşur. Henüz ayrışmamış ve biçimlenmemiş duyumlar, duysal-motor eşgüdüm eksikliği, kendilik kavramının yokluğu, çocuğun anneden ayrışamamasına neden olduğu için, çocuk anne vücudunu kendisinin bir uzantısı olarak algılar bu dönemde. Çocuk anne vücudu ile doğrudan ve aracısız bir temas içindedir. Bu ilişki, aracı olarak dilin kullanılmadığı doğrudan bir ilişkidir. Bu dönemde genellikle annenin de tek ilgi alanı yeni doğmuş olan bebeğidir. Bu bütünlük, her iki şahıs için de hiçbir şeyin eksik olmadığı tam bir yeterlilik yanılsaması yaratır; kendi içinde tam yeterli, tam güçlü bir bütünlük. Anne ve bebekten oluşan bu güçlü, yekpare bütünlük, fallustur. Sonraki dönemde ister istemez annenin ilgi alanı genişleyerek başka alanlara yönelir, çocuk annenin yokluğunu duyumsamaya başlar. Bu durum, annenin ve çocuğun fallus yanılsamasından çıkmalarına neden olur, yani kendi içinde herşeye yeterli olan güçlü bütünlük yitirilmiştir. Bu durum çocukta ve annede bir eksiklik hissinin gelişmesine, yitirilmiş olan güce ve bütünlüğe yönelik bir arzunun gelişmesine neden olur. Lacan'ın Babanın-Adı metaforu ile tanımladığı, Freud'ün gerçeklik ilkesi olarak bildiğimiz yasa, çocuğu ve anneyi, bu arzunun toplumsal olarak onaylanan yollardan ifade edilmesine  zorlar. Bu noktadan itibaren çocuk, annesinin duyumsadığını varsaydığı eksiği doldurmaya, annenin arzusunun tek nesnesi olmaya çabalar. Yani annesinin arzusunu arzular. Annenin arzusu, toplumsal gerçekliğe uyma endişesi nedeniyle annenin bilinçdışına itilmiştir, anne kullandığı dilin söyleminde fallusa olan arzusunu açıkça ifade edemez. Anne toplumsal yasaya uyarak bilinçdışı arzuyu, kullandığı lisanın içinde, gösteren-gösterilen ilişkisi ile  metaforlara dönüştürmüştür. Anne artık Öteki'dir ve Öteki'nin söylemi, Öteki'nin arzusu ile doludur. Öteki olarak anne, bilinçdışı arzularını simgeselleştirerek metaforlara dönüştürür ve bu simgeselleştirilmiş, toplumsal olarak onaylanabilecek hale gelmiş söylemi, bilinçli bir söylem olarak kendi dili haline getirir. Annesinin arzusunun tek nesnesi olmak isteyen çocuk, konuşmayı ve dili öğrenirken, annesinin bilinçli söyleminin bilinçdışında gösterdiği metaforları, kendi bilinçdışının metaforları halinde içselleştirir.   Çocuk anadili olarak öncelikle, annesinin bilinçdışı arzusunu simgeselleştirdiği bu metaforik söylemi öğrenir. Lacan, 'bilinçdışı Öteki'nin söylemidir. Bilinçdışının dilsel bir yapısı vardır; özne Öteki tarafından konumlandırılır' der (1). Öznenin Öteki tarafından dil yoluyla konumlandırıldığı yer, dil yoluyla örülmüş toplumsal ağın simgesel bir matriksinin içindeki bir konumdur.

Lacan bu durumu şöyle bir benzetme ile açıklar: “Anne büyük bir timsahtır, ve sen kendini onun ağzında bulursun. Onu aniden uyararak, bu iri dişlerin senin üzerine kapanmasına neden olan etkenin ne olabileceğini hiçbir zaman bilemezsin. Bu annenin arzusudur.” (2- s 56). Keskin ve iri dişlerle dolu olan bu ağız bizi barındırarak koruyabilir, ya da arzusunun kurbanı da yapabilir. Hepimizin dünyaya gelişinin, bir arzunun yerine getirilmesi biçiminde bir nedeni vardır. Herbirimiz için, zevk, keyif, güç, intikam, ölümsüzlük, tam ve bütün olmak, yeterli olmak gibi arzular dünyaya geliş nedeni olur. Dünyaya gelişimizin nedeni olan arzuları arzulayan bireylerin içinde yaşadıkları toplumların koşulları bu arzuları da biçimlendirmektedir. Son 50 yılda hızlanan şehirleşme, insanların toplum içindeki konumlarını da değiştirmiştir. Tarlada üretimin önemli bir parçası olan kadın, kasabalaşma ve şehirleşme ile birlikte, ataerkil, erkek egemen kültürün giderek öne çıktığı kapalı bir toplum yapısının ezik bireyi olma konumuna indirgenmiştir. Bu tür  toplumlarda, yani kadının erkeğin arkasına itildiği, bir meta olarak kullanıldığı, özel bir toplumsal yapının anadilinin çocuğu nasıl biçimlendireceğini tartışmak gerekmektedir.

Önce şu acıklı türkünün sözlerine gözatalım ve çocuk yaşta evlendirilen kızların feryadına kulak verelim:
       Yüksek yüksek tepelere ev kurmasınlar
       Aşrı aşrı memlekete kız vermesinler
       Annesinin bir tanesini hor görmesinler
       Uçan da kuşlara malum olsun
       Ben annemi özledim
       Hem annemi hem babamı
       Ben köyümü özledim
       Babamım bir atı olsa binse de gelse
       Annemin yelkeni olsa açsa da gelse
       Kardeşlerim yollarımı bilse de gelse
Bu acıklı türkünün dile getirdiği trajediyi yaşayan kız çocuklarının sayısı maalesef ülkemizde giderek artmaktadır. Kızların okula gönderilmediği, 14-15 yaşına gelince bedeli karşılığında verildiği (evlendirildiği), evde hiçbir söz hakkının olmadığı, gelin gittiği evin bireyleri tarafından dövüldüğü, üretime katılmasına ve ekonomik olarak kendine yeterli olmasına izin verilmediği, tek başına gezemediği, seyahat edemediği, eğlenemediği, kendi hayatı için tercihlerini kendisinin yapmasına izin verilmediği, erkeğe hizmet etmesinin ve erkeğe her koşulda biat etmesinin beklendiği, erkeklerin cinselliğinin cinsel nesnesi olmaya indirgendiği, vücudunun her parçasının erkeğin cinsel saldırganlığını kışkırtan bir günah nesnesi olarak görüldüğ bir toplumun annelerinin anadili, hangi bilinçdışı arzunun söylemini çocuğa aktaracaktır dersiniz?

Totem ve Tabu adlı eserinde Freud, bireylerin bilinçdışının, çocuğun doğumundan sonraki ilk aylarda, karşılıklı sonsuz bir doyumun yaşandığı anne-çocuk birlikteliğini bozan toplumsal yasalara karşı saldırganlık eğilimi ile dolu olduğunu, toplumsal yasanın da babanın şahsında algılanması nedeniyle babanın katli (primal horde) fantezisinin bilinçdışının önemli arzu doyuran fantezilerinden birisi olduğunu belirtmiştir (3). Bu toplumsal trajediye yol vermemek için aynı toteme sahip topluluklar arasında evlenme yasağının -tabu- oluşmuş olduğunu belirtir. Bu yasa, toplum düzenini korumak için,  belki de kadınların erkekler tarafından korunma ve kollanma arzularının ifadesi olarak simgeselleştirilmiştir. Kadın içinde kendisine saygın bir yer bulduğu, korunduğu ve kollandığı, sevildiği ve sayıldığı bir toplumun düzenini korur ve kollar. Ama koşullar farklı ise, kadın aşağılandığı, ikinci sınıf bir varlık olmaya itildiği bir toplumun düzenini korumak ister mi? Kadın da her erkek gibi saygın, sevilen, birinci sınıf bir insan olmayı arzular. Bu arzusunun önünde engel olan etkene karşı, aynen Freud'ün Totem ve Tabu adlı eserinde belirttiği gibi intikam arzuları ile dolu olması (primal horde) kaçınılmazdır. 

İntikam hisleri ile dolu olan ezilmiş, aşağılanmış kadının konuştuğu dil, yani o toplumun anadili, bilinçdışı intikam arzusunun ifadesi olacaktır. Bilinçli söylem, bilinçdışı arzunun simgeselleştirilmiş bir ifadesidir. Bilinçdışı intikam arzusunun bilinçli bir söylem olarak anadili yoluyla çocuğa aktarılması, annenin -Öteki- arzusunu arzulayan çocuğu, intikamın aleti olma durumuna itecektir. Öfke, öz babaya değil, babanın simgeselleştirildiği toplumsal düzene, yasalara, babanın yerini tutacak ötekilere yönelir. Özellikle erkek çocuklar bu durumda, nedenini bilemedikleri bir öfke, saldırganlık ve yoketme eğilimi ile varolmaya başlarlar. Kız çocukları ise nesilden nesile geçen ve çocuklarını intikam aracı olarak konumlandıran söylemin taşıyıcısı haline gelebilirler. Şiddet, Öteki'nin arzusunu arzulayan bireylerin yaşam biçimi, bir varoluş nedeni haline gelebilir. Şiddet herhangi bir nesneye ya da bireye yönelebileceği gibi, toplumsal kurallara, yapılara, değerlere de yönelebilir. Bu durumda anadili, şiddetin çocuğa aktarılmasında kullanılan bir araç durumuna gelir.

Lacan, annenin söylemini timsah çenesine benzetirken, toplumsal düzene uyum sağlamış, toplumsal düzenle barışık olan annelerin  çocuğa aktarabileceği bir toplumsal simgeselliğin, yani özellikle annenin (ve çocuğun yaşamındaki diğer önemli ötekilerin) arzusundan arınmış, topluma ait bir lisanın, timsah çenesinin kapanması durumunda çocuğu koruyabilecek, çenenin tam kapanarak çocuğun keskin dişler altında ezilmesini önleyecek şey  olduğunu belirtir (2- s 57-58). Bunun için de anadilinin toplumda saygın, birinci sınıf  bir yeri olan annelerin dili olması gerekmektedir. Geleceğin annesi olacak kız çocukları, fikren, vicdanen özgürlüğü yakalayabilecekleri bir eğitim alabilmeli, kendi ayakları üstünde durabilecekleri, kimseye bağımlı olmayacakları bir güce ulaşarak, geleceklerini kurma şansları olmalıdır.

Mutluhan İzmir

1) Lacan, Malcolm Bowie, Harvard University Press, Cambridge, 1991, s82
2) The Lacanian Subject, Between Language and Jouissance, Bruce Fink, Princeton  University Press, Princeton, New Jersey, 1995. 
3) Between Philosophy and Psychoanalysis, Lacan’s Reconstruction of Freud, Robert Samuels, Routledge, New York, 1993. S 75-76

Ad

A Separation,1,Adam Schaff,1,Adem ve Havva,1,Akra'da Bulunan Elyazması,1,Alain Badiou,4,Alain Resnais,1,Alan Woods,1,Albert Camus,17,Albert Einstein,4,Alejandro González Iñárritu,1,Alenka Zupančič,1,Alexander Supertramp,1,Alfred Hitchcock,4,Alıntı,1,Ali Rahimli,4,Allen Ginsberg,5,Amin Maalouf,1,Anarşi,2,André Breton,1,Andrey Tarkovski,7,Ani Gezinti,1,Anton Çehov,2,Antonin Artaud,1,Anubis,1,Aristoteles,1,Arthur Danto,1,Arthur Rosenberg,1,Arthur Schopenhauer,2,Arundhati Roy,1,Asghar Farhadi,3,Attila İlhan,1,Aynadaki Gibi,1,AzBlog,13,Aziz Nesin,2,Babaya Mektup,1,Beat Kuşağı,17,Belgesel,5,Belinski,1,Bertolt Brecht,3,Bertrand Russell,1,Bilim,10,Billie Holiday,1,Biyografya,22,Björk,1,Bob Black,1,Bob Dylan,1,Bozkırkurdu,1,Böyle Buyurdu Zerdüşt,1,Breaking Bad,1,Bulantı,1,Bülent Ortaçgil,2,Büyülenme,1,Camera Lucida,1,Can Yücel,2,Cemal Süreya,1,Charles Baudelaire,2,Charles Bukowski,6,Charles Dickens,1,Charlie Chaplin,2,Charlie Parker,1,Christfried Tögel,1,Christine Bard,1,Christopher McCandless,1,Christopher Nolan,1,Chuck Palahniuk,3,Çarlz Bukovski,1,Çavdar Tarlasında Çocuklar,1,Dallas Buyers Club,1,Damon Albarn,1,Daniel Goleman,1,Dava,1,David Gilmour,1,Demian,1,Desiderius Erasmus,1,Didier Lauru,1,Dieter Forte,1,Djivan Gasparyan,1,Dominique Laporte,1,Dostluk Bağları ve Dostluk,1,Dostoyevski,16,Dönüşüm,1,Edebiyyat,140,Edgar Allan Poe,1,Eduardo Galeano,1,Eflâtun,1,Ejderhaların Danssı,1,Elias Canetti,1,Elvis Presley,2,Emil Michel Cioran,1,Emma Goldman,1,Eric Clapton,1,Eric Hoffer,1,Erich Fromm,3,Ernest Hemingway,2,Estela Welldon,1,Ethan Coen,2,Əkrəm Əylisli,1,Feature,20,Félix Guattari,1,Felsefe,93,Ferman Toroslar,1,Fernando Pessoa,1,Film,68,Franz Kafka,25,Freddie Mercury,1,Friedrich Engels,1,Friedrich Nietzsche,19,Füruğ Ferruhzad,1,Gabriel Garcia Marquez,1,Gabriel García Márquez,2,Galileo,2,Gemeinschaft,1,George Carlin,1,George Martin,1,George Orwell,1,Georges Canguilhem,1,Georges Perec,1,Gerçeklik açısından Kafka,1,Gilles Deleuze,5,Goethe,1,Gogol,4,Guguk Kuşu,1,Gustav Janouch,1,Guy Fawkes,1,Hakim Bey,1,Harriet Lerner,1,Hegel,2,Heinrich Böll,1,Hermann Broch,1,Hermann Hesse,5,Herta Müller,1,Hrant Dink,1,Iain Menzies Banks,1,Immanuel Kant,1,Ingeborg Bachmann,1,Ingmar Bergman,6,Inside Llewyn Davis,1,Italo Calvino,2,İran,1,İtalo Calvino,1,J. D. Salinger,2,Jack Kerouac,8,Jacques Brel,1,Jacques Lacan,13,Jacques Vergès,1,James Hawes,1,James Joyce,1,Jan Pol Sartr,1,Jason McQuinn,1,Jean Baudrillard,1,Jean Cocteau,1,Jean-Paul Sartre,10,Jehane Noujaim,1,Jenn Ashworth,1,Jiddu Krishnamurti,2,Jimi Hendrix,1,Joel Coen,2,John Berger,1,John Fante,2,John Lennon,5,John Steinbeck,4,Jorge Luis Borges,1,Jose Saramago,1,Joseph Conrad,1,Judith Butler,1,Juliet Mitchell,1,Julio Cortázar,1,Kaos'un Gizli Yaşam,1,Karamazov Kardeşler,2,Karl Marx,8,Kaybedenler Klübü,1,Ken Kesey,1,Kırmızı Pazartesi,1,Korkma Ben Varım,1,Kumarbaz,1,Kürk Mantolu Madonna,1,La Casa De Papel,1,Lady with Ermine,1,Lars von Trier,8,Laura Nyro,1,Leonard Cohen,1,Leonard Da Vinci,1,Lev Tolstoy,5,Lev Troçki,2,Linda Lee,1,Maksim Gorki,2,Malina,1,Marie Curie,1,Marilyn Manson,1,Marilyn Monroe,1,Mario Leis,1,Marlon Brando,1,Marqius de Sade,2,Martı Jonathan Livingston,1,Martin Heidegger,2,Maurice Blanchot,2,Max Stirner,15,Mental Pornografi Blog,2,Meqale,175,Michael De Montaigne,1,Michel Foucault,6,Mike Leigh,1,Milan Kundera,1,Miles Davis,1,Milgram,1,Milgram deneyi,1,Mohsen Namjoo,3,Monique Wittig,1,Morrisse,1,Murat Menteş,1,Mustafa Kemal Atatürk,1,Muzik,37,Neal Cassady,2,ngmar Bergman,1,Nick Cave,1,Nick Mason,1,Nikolay Gavriloviç Çernişevski,1,Nilgün Marmara,1,Noam Chomsky,2,Nostalghia,1,Notre Dame'ın Kamburu,1,Nuri Bilge Ceylan,2,Octavio Paz,1,Oğuz Atay,1,Ontolojik Anarşi,1,Onur Ünlü,2,Oscar Wilde,2,Osho,1,Oteki Ben,1,Ölüler Tanrısı,1,Ölüm Pornosu,1,Ömer Hayyam,1,Özdemir Asaf,1,Palyaço,1,Pantolonun Politik Tarihi,1,Patti Smith,1,Paul Lafargue,1,Paul McCartney,3,Paulo Coelho,2,Peter Kropotkin,2,Pierre Clastres,1,Pigme,1,Pink Floyd,2,Politika,1,Rachel Carson,1,Rachter'in Günlüğü,1,Rashit,1,Ray Davies,1,Rene Girard,1,René Wellek,1,Richard Bach,1,Richard Brautigan,1,Richard Dawkins,1,Richard Wagner,3,Richard Wright,1,Robert Musil,1,Roger Fornoff,1,Roger Garaudy,1,Roger Waters,2,Roman,9,Rose Laub Coser,1,Rus edebiyat,2,Ruth Sheppard,1,S. Reynolds & J. Press,1,Sabahattin Ali,2,Sait Faik,1,Salvador Dali,1,Samuel Beckett,4,Sasha Grey,1,Saul Newman,2,Sean Penn,1,Sırtımdaki Ev,1,Siddhartha,1,Sigmund Freud,19,Silence Spring,1,Simone de Beauvoir,6,Slavoj Zizek,6,Slavoj Žižek,15,slide,2,Sokrates,1,Soren Kierkegaard,1,Spinoza,1,SS,6,Stalker,1,Stephen Eric Bronner,1,Steve McQueen,1,Stranger,1,Suç ve Ceza,2,Supertramp,1,Sürgün,1,Şeyler,1,Tanrıya Karşı Söylev,1,Tarkovsky,5,Tek Bacaklı Yolcu,1,Teneke Trampet,1,The Beatles,4,The Butterfly Effect,1,The Rolling Stones,1,The Square,1,Theodor Adorno,4,Thomas Mann,1,Through a Glass Darkly,1,Tom Waits,2,Tomris Uyar,1,Tony Porter,1,Turan Dursun,2,Turgut Uyar,1,Ulua,1,Uluma,1,Ulus Baker,4,Umberto Eco,1,Utanç,1,V for Vendetta,1,Van Gogh,1,Victor Emil Frankl,1,Victor Hugo,1,Viktor Frankl,1,Vladimir Nabokov,2,Voltaire,1,Vsevolod İ. Pudovkin,1,Walter Benjamin,1,Wilhelm Reich,1,Will Durant,1,William S. Burroughs,2,William Shakespeare,1,Woody Allen,8,Xavier Dolan,1,Yabancı,1,Yad,1,Yolda,1,Yusif Vəzir Çəmənzəminli,1,Zeki Demirkubuz,3,Zen Kaçıkları,1,
ltr
item
Ali Rahimli: Anadili, ezilen annelerin dili olursa, şiddetin kaynağı haline gelir mi?
Anadili, ezilen annelerin dili olursa, şiddetin kaynağı haline gelir mi?
https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgZdu4pZGT_U39UeDXoG4PbYhfxDVlSmGfkv_eOZ26GAf0F1GYajRVHKAT3TA6sU7CA44BQWAxgn6VR9jeybFhOb5PM4pYbYLhEj0hQyj_zUq0w9ftSOhRvikYlbmv8xEsCPP8VgSpP443X/s640/004_samuel_bollendorff_theredlist.jpg
https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgZdu4pZGT_U39UeDXoG4PbYhfxDVlSmGfkv_eOZ26GAf0F1GYajRVHKAT3TA6sU7CA44BQWAxgn6VR9jeybFhOb5PM4pYbYLhEj0hQyj_zUq0w9ftSOhRvikYlbmv8xEsCPP8VgSpP443X/s72-c/004_samuel_bollendorff_theredlist.jpg
Ali Rahimli
https://alirahimli.blogspot.com/2016/06/anadili-ezilen-annelerin-dili-olursa.html
https://alirahimli.blogspot.com/
https://alirahimli.blogspot.com/
https://alirahimli.blogspot.com/2016/06/anadili-ezilen-annelerin-dili-olursa.html
true
8815050805795647263
UTF-8
Tüm Yazılar Yüklendi Hiç bir yazı bulunamadı HEPSİNİ GÖSTER DAHA FAZLA Cevapla Cevabı İptal Et Sil Tarafından Ana Sayfa Sayfalar İçerikler Hepsini Göster BU YAZIYA BENZER DİĞER YAZILAR ETİKET ARŞİV ARAMA BÜTÜN İÇERİKLER İsteğinizle eşleşme bulunamadı Ana Sayfaya Dön Sunday Monday Tuesday Wednesday Thursday Friday Saturday Sun Mon Tue Wed Thu Fri Sat January February March April May June July August September October November December Jan Feb Mar Apr May Jun Jul Aug Sep Oct Nov Dec just now 1 minute ago $$1$$ minutes ago 1 hour ago $$1$$ hours ago Yesterday $$1$$ days ago $$1$$ weeks ago more than 5 weeks ago Followers Follow THIS CONTENT IS PREMIUM Please share to unlock Copy All Code Select All Code All codes were copied to your clipboard Can not copy the codes / texts, please press [CTRL]+[C] (or CMD+C with Mac) to copy