Jean Cocteau'nun Beyaz Çevresi

photo by  Berenice Abbott Ondokuzuncu yüzyıl sonlarında Avrupa’nın büyük kentlerinde kümelenen eşcinsel topluluklarda heteroseksüel işke...

photo by Berenice Abbott
Ondokuzuncu yüzyıl sonlarında Avrupa’nın büyük kentlerinde kümelenen eşcinsel topluluklarda heteroseksüel işkenceye karşı kolektif bir bilinç doğmuştu. Eşcinsel bir okuyucu, dönemin seçkin tıp dergilerinden birine yazdığı mektubunda, karşı cinsel yönelmenin norm olarak dayatıldığı toplumda ilk Hristiyanlara özgü bir horlanmayı yaşayan kardeşleri için “şu bizim bedbaht sınıfımız” diyordu. Öte yanda ise, eşcinsel sanatçı adalarında bu bedbaht sınıfın acıları estetik düzeye taşınarak yeni bir duyarlılık biçimlendiriliyordu. Yirminci yüzyıl başlarında bu kolonilerden özellikle ikisi önemliydi: Londra’daki Bloomsbury Grubu ve Paris’te Jean Cocteau’nun çevresi.

Wilde davasından henüz on yıl sonra bir araya gelerek Victorian ahlaka köktenci tarzda başkaldıran Bloomsbury Grubu eşcinselliği ve biseksüeliteyi yaşam üslubu olarak kabullenmişti. Üst sınıf kökenli sanatçıların oluşturduğu bu entelektüel aristokrasi aynı zamanda, Britanya ruhuna kuşkuyla bakıyor ve monarşinin asık çehresiyle alay ediyordu. Aynı yıllarda Paris’te, yeni sanatı yakalama çabasındaki sanatçıların başını çeken fakat hiçbir akıma bağlanmayan Jean Cocteau, çevresinde toplanan genç bohemlerle birlikte gönlünce yaşıyordu.

Cocteau’nun eşcinsel yaşantısı hakkında kamuya yönelik en açık ifşa (ve aynı zamanda suçlaması), yüzyıl başlarında genç bir erkeğin önce yaşıtı delikanlılarla, sonra da kendisinden yaşlı erkeklerle gönül ilişkilerini anlatan yarı-özyaşamsal homoerotik öyküsü “Beyaz Kitap”tır. 1928′de yayınlanan kitabın iki yıl sonra yapılan ikinci basımı Cocteau’nun çekici bulduğu erkek tipini betimleyen erotik resimleriyle süslenmişti. Süslemelerin çoğunluğunu antik Yunan heykellerinden esinler taşıyan ve erkeksi güzelliği ülküselleştiren profiller oluşturuyordu. En erkeksi tutkular donuk yüz ifadeleriyle maskelenmişti ve maskelerin ardında denizcilerin, bıçkın delikanlıların vahşi güdüleri gizliydi. Cocteau’nun sevecenlikle çizmiş olduğu bu yarı-tanrı yarı-insan yaratıklar gelişmiş bir alt-kültürün fantezileriydiler.

Paris yakınlarında Maisons-Lafitte’de dünyaya gelen Cocteau, ergenlik yıllarında okul arkadaşlarından Pierre Dangelos adlı oğlanın kusursuzluğu simgeleyen yüzüne ve katıksız saf ruhuna sevdalanmıştı. Sonraki yıllarda “Orphee ve Ürkünç Çocuklar”dan Paul, Dangelos’un saf ruhunun taşıyıcısı olacaktı.

Birinci Büyük Savaşın ertesinde Cocteau, bu kez gönlünü Max Jacob’un tanıştırdığı genç yazar Raymond Radiguet’e kaptırmıştı. 1922 yılında mürekkep kalemle çizidiği resimlerde genç ve yakışıklı Radiguet’in tensel günahlara çağıran iri dudakları ve gözleri dikkat çekicidir. Fakat ertesi yıl Radiguet’in genç yaşta ölümü, yaşamın fırtınalarına hiç de yabancı olmayan Cocteau’nun bile kaldırabileceğinden fazlaydı. Karanlığa gömüldü ve giderek artan dozlarda afyon kullanmaya başladı. 1924’de çizdiği ve ‘Kuş Avcısı Jean’in Gizemleri’ adı altında topladığı bir dizi resim bu tedirgin ve kararsız ruh halini yansıtır. Dizideki her resimde değişik bir Cocteau görünür. Denizci, melek, filozof, ozan… Gerçek bir ses ve imaj aramaktadır.

Cocteau’nun çevresindeki sanatçılar arasında Christopher Wood ve Francis Rose adlarındaki iki genç İngiliz ressam özellikle göz alıyorlardı. Wood’u Cocteau ile tanıştıran da Max Jacob olmuştu. Liverpool yakınlarında dünyaya gelen Christopher Wood’un çocukluğunda geçirmiş olduğu kan hastalığı öğreniminin yarım ve bir ayağının sakat kalmasına neden olmuştu. 1914-18 yılları arasında savaş nedeniyle babasının evden uzak kalması küçük Christopher’ı annesine bağlamıştı. İlerleyen yıllarda, genç bir adam olan ressamın annesine yazmış olduğu mektupların satır aralarında Şilili diplomat sevgilisi Gandarillos ile olan ilişkisine ışık tutacak ipuçlarını okumak olanaklıdır.

Wood yaşamının hiç beklemediği bir döneminde sevgilisi Antonio de Gandarillos sayesinde Paris sosyetesine ve sanat çevresine adım atmıştı. Gandarillos bununla da kalmamış, genç ve yakışıklı sevgilisine pahalı zevkler aşılamıştı, afyon kullanmak gibi.

Genç ressam, sanatı üzerinde yoğunlaşarak bir an önce kendi sesini bulmak için sabırsızlanıyordu ama Paris’teki devingen bohem yaşama karşı direnemiyordu. İlgisini çeken her üslubu denemişti. İster bir yatak odasında lavabonun önünde yıkanan çıplak erkek figüründe olsun (modeli Francis Rose idi), isterse “geveze, cana yakın, çocuksu ve daima güleryüzlü bir maymun” sözleriyle tanımladığı Gandarillos’un 1926 yılı portresinde olsun, her resminde değişmeyen dolaysız bir canlılık vardı.

Erkek dansçıyı öne çıkaran ve baleyi eşcinsel duyarlılığın euphemismine dönüştüren Rus emprezaryo Serge Diaghilev, 1926 yılında Wood’dan, Londra’da sahneleyeceği Romeo ve Juliet’in dekorlarını yapmasını istemişti. Sonuçta tasarı suya düşmüştü ama tamamlayabildiği kadarıyla dekorlar Wood’un en etkileyici çalışmaları arasına girmişti. Aynı yıl, ressam arkadaşı Ben Nicholson ile birlikte bir süre kalmak için gittiği St. Ives’de üslubundaki kararsızlıktan bir ölçüde uzaklaşacaktı. St. Ives’deki yalın köy yaşamı ve çalışma ritmi yaşamında başlangıçtan beri eksik olan dinginliği sağlamıştı ve ruhunun fırtınalarını geçici de olsa yatıştırmıştı. Buna bağlı olarak, balıkçı köyünün manzara ve insan yüzlerinde yoğunlaşan resimlerindeki üslubu da yalınlaşmıştı.

St. Ives’deki sakin günlerden sonra Paris’e döndüğünde çarpık sevdaların karmaşasına yeniden yakalanan Wood, 1927 yılında yapmış olduğu kendi portresinde işini önemseyen bir sanatçı görünümündedir. Elinde fırça, hemen yanındaki masanın üstünde tamamlanmış tablolar. Ancak, bakışlarında ciddiyetin yanısıra işlerin göründüğü denli iyi gitmediğini sezdirmek isteyen bir alaycılık da okunur.

Ölümünden bir yıl önce, 1929’da artık yaşamının tek bir egemeni vardı: Afyon. Üstelik Gandarillos’dan ayrıldıktan sonra maddi bakımdan büyük sıkıntı içine düşmüştü. Alışkanlığını sürdürebilmek için çoğu zaman, önceden içilmiş afyonun posasını ateşte biraz yakarak ikinci kez içmek zorunda kalıyordu. Bu ise, dozu iyi ayarlanmadığında kolaylıkla zehirlenmeye ve ölüme yol açabilirdi. Şaşırtıcı olan, ucuz boya kullanılarak yapılmış ve parlak renklerle boyanmış bu son dönemdeki kayık ve küçük liman resimlerine, yükselmiş bir gerçeklik duygusunun damga vurmasıdır.

1930 yazında, yirmi dokuz yaşında yaşamdan yorgun düşmüş Wood, dolu bir tabancayı cebinden hiç eksik etmeden, felaket bir afyon mahmurluğuyla Avrupa’yı baştan başa dolaştı. Sabah burada ise, akşam ermeden oradaydı. Kötü niyetlerinden hiç kuşku duymadığı bazı ajanların sürekli kendisini izlediklerine inanıyordu. Peşini bırakmıyorlardı. Her gittiği yerde izini buluyorlardı. O korkunç 1930 yılının huzursuz günlerinden birinde, Salisbury tren istasyonunda annesi ve kızkardeşiyle birlikte yediği öğle yemeğinden sonra rayların üzerine, Londra’dan gelmekte olan ekspresin önüne attı kendisini. Oysa, yemek boyunca oldukça sakin bir hali vardı.

Cocteau’nun çevresindeki diğer genç İngiliz ressam Francis Rose, Wood ile kıyaslandığında görece az devinimli bir yaşamı yeğlemişti. Fakat aristokrat kökenli Sir Francis Rose’un kişiliği Wood’unkinden daha az renkli değildi. 1920-30 yıllarında, dostlarının (aralarında Isadore Duncan da vardı) portrelerini yaparak Avrupa’yı dolaşmıştı. ‘Yaşamı Söylemek’ adlı özyaşam öyküsünde Rose, hem dostlarının romantize edilmiş kişilik portrelerini hem de dönem Avrupa’sının, özellikle Berlin’in ağır eşcinsel atmosferini verir. “Genç bir erkeğe askıntı olunmadan Berlin’in orta yerinde dolaşmanın olanaksızlığı”ndan söz eder. Eşcinselliğin açıkça savunulması ve İngiltere’de suç sayılmasına son verilmesi talepleri de kitapta geniş yer tutar.

1970’lerin başında Gay Liberation Front’un (GLF) Londra’daki toplantı ve gösterilerinde, omzunda papağanını taşıyan egzotik giysiler içinde yaşlı bir adama rastlanıyordu. Sir Francis Rose’dan başkası değildi bu.


Halil Turhanlı, Meleklerin düştüğü yer,sf 30,35
Ad

A Separation,1,Adam Schaff,1,Adem ve Havva,1,Akra'da Bulunan Elyazması,1,Alain Badiou,4,Alain Resnais,1,Alan Woods,1,Albert Camus,17,Albert Einstein,4,Alejandro González Iñárritu,1,Alenka Zupančič,1,Alexander Supertramp,1,Alfred Hitchcock,4,Alıntı,1,Ali Rahimli,4,Allen Ginsberg,5,Amin Maalouf,1,Anarşi,2,André Breton,1,Andrey Tarkovski,7,Ani Gezinti,1,Anton Çehov,2,Antonin Artaud,1,Anubis,1,Aristoteles,1,Arthur Danto,1,Arthur Rosenberg,1,Arthur Schopenhauer,2,Arundhati Roy,1,Asghar Farhadi,3,Attila İlhan,1,Aynadaki Gibi,1,AzBlog,13,Aziz Nesin,2,Babaya Mektup,1,Beat Kuşağı,17,Belgesel,5,Belinski,1,Bertolt Brecht,3,Bertrand Russell,1,Bilim,10,Billie Holiday,1,Biyografya,22,Björk,1,Bob Black,1,Bob Dylan,1,Bozkırkurdu,1,Böyle Buyurdu Zerdüşt,1,Breaking Bad,1,Bulantı,1,Bülent Ortaçgil,2,Büyülenme,1,Camera Lucida,1,Can Yücel,2,Cemal Süreya,1,Charles Baudelaire,2,Charles Bukowski,6,Charles Dickens,1,Charlie Chaplin,2,Charlie Parker,1,Christfried Tögel,1,Christine Bard,1,Christopher McCandless,1,Christopher Nolan,1,Chuck Palahniuk,3,Çarlz Bukovski,1,Çavdar Tarlasında Çocuklar,1,Dallas Buyers Club,1,Damon Albarn,1,Daniel Goleman,1,Dava,1,David Gilmour,1,Demian,1,Desiderius Erasmus,1,Didier Lauru,1,Dieter Forte,1,Djivan Gasparyan,1,Dominique Laporte,1,Dostluk Bağları ve Dostluk,1,Dostoyevski,16,Dönüşüm,1,Edebiyyat,140,Edgar Allan Poe,1,Eduardo Galeano,1,Eflâtun,1,Ejderhaların Danssı,1,Elias Canetti,1,Elvis Presley,2,Emil Michel Cioran,1,Emma Goldman,1,Eric Clapton,1,Eric Hoffer,1,Erich Fromm,3,Ernest Hemingway,2,Estela Welldon,1,Ethan Coen,2,Əkrəm Əylisli,1,Feature,20,Félix Guattari,1,Felsefe,93,Ferman Toroslar,1,Fernando Pessoa,1,Film,68,Franz Kafka,25,Freddie Mercury,1,Friedrich Engels,1,Friedrich Nietzsche,19,Füruğ Ferruhzad,1,Gabriel Garcia Marquez,1,Gabriel García Márquez,2,Galileo,2,Gemeinschaft,1,George Carlin,1,George Martin,1,George Orwell,1,Georges Canguilhem,1,Georges Perec,1,Gerçeklik açısından Kafka,1,Gilles Deleuze,5,Goethe,1,Gogol,4,Guguk Kuşu,1,Gustav Janouch,1,Guy Fawkes,1,Hakim Bey,1,Harriet Lerner,1,Hegel,2,Heinrich Böll,1,Hermann Broch,1,Hermann Hesse,5,Herta Müller,1,Hrant Dink,1,Iain Menzies Banks,1,Immanuel Kant,1,Ingeborg Bachmann,1,Ingmar Bergman,6,Inside Llewyn Davis,1,Italo Calvino,2,İran,1,İtalo Calvino,1,J. D. Salinger,2,Jack Kerouac,8,Jacques Brel,1,Jacques Lacan,13,Jacques Vergès,1,James Hawes,1,James Joyce,1,Jan Pol Sartr,1,Jason McQuinn,1,Jean Baudrillard,1,Jean Cocteau,1,Jean-Paul Sartre,10,Jehane Noujaim,1,Jenn Ashworth,1,Jiddu Krishnamurti,2,Jimi Hendrix,1,Joel Coen,2,John Berger,1,John Fante,2,John Lennon,5,John Steinbeck,4,Jorge Luis Borges,1,Jose Saramago,1,Joseph Conrad,1,Judith Butler,1,Juliet Mitchell,1,Julio Cortázar,1,Kaos'un Gizli Yaşam,1,Karamazov Kardeşler,2,Karl Marx,8,Kaybedenler Klübü,1,Ken Kesey,1,Kırmızı Pazartesi,1,Korkma Ben Varım,1,Kumarbaz,1,Kürk Mantolu Madonna,1,La Casa De Papel,1,Lady with Ermine,1,Lars von Trier,8,Laura Nyro,1,Leonard Cohen,1,Leonard Da Vinci,1,Lev Tolstoy,5,Lev Troçki,2,Linda Lee,1,Maksim Gorki,2,Malina,1,Marie Curie,1,Marilyn Manson,1,Marilyn Monroe,1,Mario Leis,1,Marlon Brando,1,Marqius de Sade,2,Martı Jonathan Livingston,1,Martin Heidegger,2,Maurice Blanchot,2,Max Stirner,15,Mental Pornografi Blog,2,Meqale,175,Michael De Montaigne,1,Michel Foucault,6,Mike Leigh,1,Milan Kundera,1,Miles Davis,1,Milgram,1,Milgram deneyi,1,Mohsen Namjoo,3,Monique Wittig,1,Morrisse,1,Murat Menteş,1,Mustafa Kemal Atatürk,1,Muzik,37,Neal Cassady,2,ngmar Bergman,1,Nick Cave,1,Nick Mason,1,Nikolay Gavriloviç Çernişevski,1,Nilgün Marmara,1,Noam Chomsky,2,Nostalghia,1,Notre Dame'ın Kamburu,1,Nuri Bilge Ceylan,2,Octavio Paz,1,Oğuz Atay,1,Ontolojik Anarşi,1,Onur Ünlü,2,Oscar Wilde,2,Osho,1,Oteki Ben,1,Ölüler Tanrısı,1,Ölüm Pornosu,1,Ömer Hayyam,1,Özdemir Asaf,1,Palyaço,1,Pantolonun Politik Tarihi,1,Patti Smith,1,Paul Lafargue,1,Paul McCartney,3,Paulo Coelho,2,Peter Kropotkin,2,Pierre Clastres,1,Pigme,1,Pink Floyd,2,Politika,1,Rachel Carson,1,Rachter'in Günlüğü,1,Rashit,1,Ray Davies,1,Rene Girard,1,René Wellek,1,Richard Bach,1,Richard Brautigan,1,Richard Dawkins,1,Richard Wagner,3,Richard Wright,1,Robert Musil,1,Roger Fornoff,1,Roger Garaudy,1,Roger Waters,2,Roman,9,Rose Laub Coser,1,Rus edebiyat,2,Ruth Sheppard,1,S. Reynolds & J. Press,1,Sabahattin Ali,2,Sait Faik,1,Salvador Dali,1,Samuel Beckett,4,Sasha Grey,1,Saul Newman,2,Sean Penn,1,Sırtımdaki Ev,1,Siddhartha,1,Sigmund Freud,19,Silence Spring,1,Simone de Beauvoir,6,Slavoj Zizek,6,Slavoj Žižek,15,slide,2,Sokrates,1,Soren Kierkegaard,1,Spinoza,1,SS,6,Stalker,1,Stephen Eric Bronner,1,Steve McQueen,1,Stranger,1,Suç ve Ceza,2,Supertramp,1,Sürgün,1,Şeyler,1,Tanrıya Karşı Söylev,1,Tarkovsky,5,Tek Bacaklı Yolcu,1,Teneke Trampet,1,The Beatles,4,The Butterfly Effect,1,The Rolling Stones,1,The Square,1,Theodor Adorno,4,Thomas Mann,1,Through a Glass Darkly,1,Tom Waits,2,Tomris Uyar,1,Tony Porter,1,Turan Dursun,2,Turgut Uyar,1,Ulua,1,Uluma,1,Ulus Baker,4,Umberto Eco,1,Utanç,1,V for Vendetta,1,Van Gogh,1,Victor Emil Frankl,1,Victor Hugo,1,Viktor Frankl,1,Vladimir Nabokov,2,Voltaire,1,Vsevolod İ. Pudovkin,1,Walter Benjamin,1,Wilhelm Reich,1,Will Durant,1,William S. Burroughs,2,William Shakespeare,1,Woody Allen,8,Xavier Dolan,1,Yabancı,1,Yad,1,Yolda,1,Yusif Vəzir Çəmənzəminli,1,Zeki Demirkubuz,3,Zen Kaçıkları,1,
ltr
item
Ali Rahimli: Jean Cocteau'nun Beyaz Çevresi
Jean Cocteau'nun Beyaz Çevresi
https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjb79J1wkc3CAXssaYjBKCaNySUBGBn01Ykj6-25l1OyUxaG-0OyyCi9bObYpUoLZavQwKWmNAlwmiunDMGGlQDsljIOpk8ifO-f5lcJaJdGT8a_nxP3qNRowgNcWPt2rBGKqjMkzqkG6je/s1600/560360_4173465429589_1102529941_n.jpg
https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjb79J1wkc3CAXssaYjBKCaNySUBGBn01Ykj6-25l1OyUxaG-0OyyCi9bObYpUoLZavQwKWmNAlwmiunDMGGlQDsljIOpk8ifO-f5lcJaJdGT8a_nxP3qNRowgNcWPt2rBGKqjMkzqkG6je/s72-c/560360_4173465429589_1102529941_n.jpg
Ali Rahimli
https://alirahimli.blogspot.com/2015/01/cocteaunun-beyaz-cevresi-jean-cocteau.html
https://alirahimli.blogspot.com/
https://alirahimli.blogspot.com/
https://alirahimli.blogspot.com/2015/01/cocteaunun-beyaz-cevresi-jean-cocteau.html
true
8815050805795647263
UTF-8
Tüm Yazılar Yüklendi Hiç bir yazı bulunamadı HEPSİNİ GÖSTER DAHA FAZLA Cevapla Cevabı İptal Et Sil Tarafından Ana Sayfa Sayfalar İçerikler Hepsini Göster BU YAZIYA BENZER DİĞER YAZILAR ETİKET ARŞİV ARAMA BÜTÜN İÇERİKLER İsteğinizle eşleşme bulunamadı Ana Sayfaya Dön Sunday Monday Tuesday Wednesday Thursday Friday Saturday Sun Mon Tue Wed Thu Fri Sat January February March April May June July August September October November December Jan Feb Mar Apr May Jun Jul Aug Sep Oct Nov Dec just now 1 minute ago $$1$$ minutes ago 1 hour ago $$1$$ hours ago Yesterday $$1$$ days ago $$1$$ weeks ago more than 5 weeks ago Followers Follow THIS CONTENT IS PREMIUM Please share to unlock Copy All Code Select All Code All codes were copied to your clipboard Can not copy the codes / texts, please press [CTRL]+[C] (or CMD+C with Mac) to copy