Christopher Johnson McCandless Christopher Johnson McCandless (12 Şubat 1968 – Ağustos 1992) ya da takma adıyla Alexander Supertramp May...
![]() |
Christopher Johnson McCandless |
İki yılın ardından Asıl Yolculuk olarak adlandırdığı ve medeniyetten uzak olduğu için sürekli hayalini kurduğu Alaska yolculuğuna başladı. Bu, onun son yolculuğu olmuştur. Chris, Nisan 1992'de otostop ile Kuzey Dakota'dan, Alaska'nın Fairbanks şehrine ulaştı. Son olarak 28 Nisan 1992'de Chris'i kamyoneti ile vahşi doğaya bırakan Jim Gallien tarafından görüldü. Chris, Jim'in hediye ettiği bir çift bot, iki adet sandviç ve bir paket mısır cipsi ısrarı dışında Jim'in hiçbir tavsiyesini dinlemedi. Chris, Jim'in kamyonetinden ayrıldıktan sonra şans eseri denk gelip içerisine yerleşeceği terk edilmiş otobüsü bulana kadar yaklaşık olarak 64 kilometre yürümüştür. Yanında sadece 4.5 kilogram pirinç, bir yarı otomatik tüfek, arasında yerel bitkiler hakkında bilgi veren kitapların da bulunduğu birkaç kitap ve birkaç kamp ekipmanı vardı. Orada geçirdiği süre boyunca kirpi, sincap, kuş ve Kanada geyiği gibi hayvanları avlayıp yiyen Chris, kısa notlar ile günlerini not etmiştir. Notları toplam olarak 112 günü içermektedir. Yaklaşık üç ay boyunca terk edilmiş otobüste yaşayan Chris, Temmuz 1992'de geri dönmeye karar verdi. Fakat geri dönmeye çalıştığında Teklanika Nehri'nin yükselmiş olduğunu fark etti. Av bulamayan Chris, bir gün yaralandı ve zayıflayıp güç kaybetmeye başladı. Nehri geçemeyen Chris etrafa yardım notları bırakmaya başlamıştır. Bu notlarda tam olarak şunlar yazıyordu:
Christopher, para ile kolayca elde edilen şeylerin hayatın gerçek zevklerini ve anlamını körelttiğini düşünüyordu. Sadece ailesinin beklentilerini karşılamak için üniversite okumuş ve mezun olur olmaz ailesini bir daha aramaksızın sırra kadem basmıştır. Hatta ismini değiştirerek, yolculuğu sırasında tanıştığı herkese kendisini Alexander Supertramp olarak tanıtmıştır.
Christopher, Alaska'ya vardığında böylesine vahşi ve soğuk bir ortam için tam teşekküllü bile değildi. Yanına aldığı botları bile kendisini Alaska'ya getiren bir şoför son anda eline tutuşturmuştur. Yaklaşık 5 kilo pirinç, patates tohumları ve avlanmak için taşıdığı ufak kalibre tüfeği tek besin kaynağı olacaktır. Christopher, Nisan'da Alaska'nın vahşi ortamına daldığında, yerler hala kar ile kaplı, nehirler dağlardaki karlar erimediği için alçak seviyedeydi. Bir iki hafta sonra terk edilmiş bir otobüs görür ve orayı evi olarak benimser. McCandless burada neredeyse 4 ay kalır. Sadece bir tane geyik avlar fakat etini iyi muhafaza edemediği için hayvanın etinden yararlanamaz. 4 ay geçtikten ve yeterince kilo kaybettikten sonra Christopher bu macerasını sonlandırmaya karar verir, dönüş yolculuğuna başlar. Fakat dönüşte kendisini tatsız bir sürpriz beklemektedir. Daha önce kolayca geçtiği nehir, buzullar eridikten sonra çoğalmış, derinleşmiş ve çok şiddetli akmaktadır. Nehri yüzerek geçmesine imkan yoktur. Yanında harita bile bulunmayan genç, çaresizce suların çekilmesini beklemek için otobüsüne geri döner. Bu durumu çok da dert etmez, ne de olsa daha önce 4 ay bununla baş edebildi. Fakat Christopher, bu aşamada çok büyük bir hata yapar. Aldığı kitaba bakarak yanlış tohumlardan beslenir ve bu tohumların zehirli etkileri ortaya çıkınca yediği her şeyi çıkarmaya başlar. Zaten kritik bir kilo ve enerji seviyesinde olan Christopher J.McCandless, yediği besinlerden de faydalanamayınca açlık sebebiyle ölür. Ve otobüste yatağında ölü olarak bulunur.
“Dikkat muhtemel ziyaretçiler. S.O.S. Yardımınıza ihtiyacım var. Yaralıyım, ölmek üzereyim ve buradan çıkmak için yeterince gücüm kalmadı. Tek başımayım ve bu bir şaka değil. Tanrı aşkına, beni kurtarın. Yakınlarda meyve topluyorum ve bu akşam dönmeliyim. Teşekkür ederim, Chris McCandless. Ağustos? ”
Alaska'da vahşi doğada dört ay boyunca yanında harita, pusula gibi ekipmanlar dahi olmadan, çok az malzemeyle hayatını devam ettiren Christopher, Ağustos başlarında hayatının son hatasını yaptı: O dönemde av bulamadığından çevreden topladığı meyve ve bitki kökleriyle yaşayan Chris, zehirli bir bitki tohumunu (Hedysarum alpinum veya Hedysarum mackenzii) yiyerek zehirlendi. 12 Ağustos'ta günlüğüne son kaydını düştü: "Harikulade Böğürtlenler".
18 Ağustos 1992'ye kadar çetelesini tuttuğu günler dışında yaşadığına dair bir iz bırakmayan McCandless 18 Ağustos sabahı Louise L'Amour'un biyografisi olan "Bir Gezginin Eğitimi" adlı kitabın son sayfasını kopardı. Sayfanın bir yüzünde L'Amour'un, Robinson Jeffer'in "Kötü Anlarında Bilgeler" şiirinden alıntıladığı dizeler yer alıyordu. Sayfanın boş olan diğer yüzünde ise McCandless'in kısa bir veda yazısı yer alıyordu: "Mutlu bir hayat yaşadım ve bu yüzden Tanrı'ya müteşekkirim. Hoşça kalın, Tanrı hepinizi kutsasın".
Ölüm yaman bir tarlakuşu, ne var ki yüzyıllaraCansız bedeni 6 Eylül 1992'de, kaldığı otobüste Butch Killian adlı bir avcı tarafından bulundu. Bulunduğunda 30 kg olarak tartılan bedeninin, bulunmasından yaklaşık olarak iki hafta önce yaşam faaliyetlerine son verdiği düşünülmektedir.
Kas ve kemikten fazlasını bırakıp da ölmek
Çoklukla bir zayıflık göstergesidir.
Ölü taşlardır dağlar, ya imrenilir
Küstah sessizlikleri, endamları
Ya da bu yüzden onlardan nefret edilir.
Ne yürekleri yumuşar dağların, ne canları sıkılır
Ve birkaç ölü adamın düşünceleri dağlarla aynı mizacı taşır.
Kötü Anlarında Bilgeler
—Robinson Jeffer.
1996'da Jon Krakauer, McCandless'ın yaşamını Into the Wild adıyla kitaplaştırdı. 2007'de Sean Penn aynı adla filmini çekti.
İlginç Notlar;
- Cesedi ölümünden 18 gün sonra oradan geçen avcılar tarfından bulunmuştur.
- Kendisini canlı olarak gören en son kişi Jim Gallien olmuştur. İnto The Wild'de Jim Gallien kendisini oynamıştır (Filmin başında Alexander'ı gideceği yere bırakan ve botları veren yaşlı adam).
- Ölmeden önce sihirli otobüsün yakınında bir ağacın üzerine şunları kazımış; "Jack London kraldır."
- Otopsi için alındığında ağırlı tam 30 kiloydu.
![]() |
Bu resim orjinal yazısının fotokopisidir. Öldükten sonra otobüsün camına asılı kağıtta bulunmuştur. |