Guguk Kuşu (Ken Kesey)

“Ken Kesey, ‘Guguk Kuşu’ (One Flew Over The Cuckoo’s Nest) olarak Türkçeye çevrilen romanını daha üniversite yıllarında yazmaya başladı ve ...


“Ken Kesey, ‘Guguk Kuşu’ (One Flew Over The Cuckoo’s Nest) olarak Türkçeye çevrilen romanını daha üniversite yıllarında yazmaya başladı ve romanın ilk taslağı o zaman oluştu. Guguk Kuşu, temelde özgürlük ve bunu tahakküm altına almak isteyenler arasındaki keskin ve sıcak mücadeleyi anlatır. Bir metafor olarak kullanılan guguk kuşu doğada da aslında benzer bir rolü üstlenir. Dişi guguk kuşu doğada yumurtalarını başka bir kuşun yumurtalarının yanına bırakır. Bunun için seçtiği bir yuvayı uzun süre gözetler. Yuvanın sahibi kuş uzaklaşınca, hemen yuvaya gizlice bir yumurta bırakır. Bu arada yuvadaki yumurtalardan birini de yok ederek durumun fark edilmesini önler. Romanda Ken Kesley de toplumun terk edilmiş, sürünün dışına atılmış yavrularını işler. Çünkü düzen ancak yavrularını yiyerek, tüketerek, onları yola getirmeye çalışarak, yola gelmeyeni ise rahat bırakmayıp evcilleştirmek için türlü sistematik işkenceler yaparak var olur.

Roman bir tımarhanede, pardon akıl hastanesinde geçer ve hikâye Kızılderili Şef olarak adlandırılan tımar edilmek için orada olan hastanın gözünden anlatılır. Bu tımarhane çeşitli isimler altında toplanmış hastaları topluma ve onun ahlak düzenine yeniden kazandırmak (Neyi kaybetmişlerdir?) için rutin bir halde çabalamaktadır. Ortalıkta ‘iyileşebilirler’ ve ‘iyileşemezler’ vardır. Her şeyin belli kurallar silsilesi içinde geçtiği bir süreçte McMurphy bir ıslah evinden buraya deli olduğu şüphesiyle getirilir. İşte aslında hikâyede burada başlar. Çünkü McMurphy toplum düzenine aykırı bir adamdır ve her şeye rağmen özgür ruhu korumanın ve onu yaşatmanın yollarını aramaktadır. Burada sözü edilen deliler arasında zaman geçirecek ve bu zaman sürecinde hastane onun deli olup olmadığına karar verecektir. Ancak McMurphy daha ilk anlardan itibaren uyuyan canavarı uyandırır ve hasta olarak yafta yemişleri yeniden hayata döndürür. İçerde yaşayan bu küçük topluluk dışarıdaki büyük toplumun aynasıdır aslında. McMurphy gün gün disiplinin çelikten demirlerini kırar ve orada bile kendine ve düşlerine ait bir dünya kurar. Ölü birer insana dönüşen hastalar o geldikten sonra yeniden yaşadıklarının farkına varır. Yönetim onların dizginlerini sıktıkça onlar çeşitli biçimlerde direnişlerini sürdürürler.

Toplum, uyumsuzlara ne yapar?

Evcilleşenler, dışarıdan dolayısıyla hayattan umudunu kesenler yavaştan kendilerine gelirler. McMurphy özgür bir ruhtur ve etrafındakileri de bu özgür ruhun dilekleri çerçevesinde ele alır. Peki McMurphy kimdir? McMurphy, otuz beş yaşındadır. Hiç evlenmemiştir. Kore’de, Komünist Savaş Esirleri Kampı’ndan tutsakları kurtardığı için Üstün Hizmet Madalyası almıştır. Ancak sonrasında emirlere itaat etmediği için ordudan kovulmuştur. Kavga, sarhoşluk, asayişi bozmak gibi suçlardan sık sık gözaltına alınmış ve tutuklanmıştır. Durmaksızın kumar oynamaktan ve ırza geçmekten sabıkası vardır. Islah evinden mahkeme kararıyla bu akıl hastanesine kapatılmıştır. İyileşebilirler arasındadır. Ancak McMurphy buraya geldikten sonra da bu özelliklerini kaybetmemiş aksine bunları yeniden gerçekleştirmek için türlü yollar deneyerek gerçekleştirmeyi başarmıştır. Çünkü o bir deli olarak buraya gönderilse de bir deli değildir. Sadece daha rahat bir hayat aradığı için buradadır.

Diğer yandan toplum bu uyumsuzları buraya tıkmıştır. Çünkü dışarısı yani toplum uyum ister. Uyum sağlayacak dolayısıyla sürüye ayak uyduracak bireyler ister. Bu yüzden buradaki yığın psikolojisi tam da Sören Kierkegaard’ın dediği gibidir: “İnsan sosyal bir hayvandır, sadece sürünün içindeyken mutlu olur. Saçmaymış, kötüymüş, onun için fark etmez, her şeyi benimseyebilir, yeter ki sürü de benimsemiş olsun. Sürünün yaptığı her şeyi yapar, böylece bir yere ait olur.” McMurphy de diğerleri de bir yere ait olamamış o yüzden koruma altına alınmış ve ‘deli’ yaftası yapıştırılmış kişilerdir. Yani özüne bakıldığında burada bütün mesele evcilleştirmektir. Onları evcilleştirmek ve yeniden sürüye katmak, sürüden ayrılan olursa da onları birer ‘boyalı kuş’ haline getirmektir. “Evet. Bildiğim bir şey var. Koğuş, Örgüt’ün fabrikası. Hastane, mahallelerde, okullarda, kiliselerde yapılan hataları onarmak için var. Onarılmış, kimi zaman eskisinden de iyi ürün, yeniden topluma dönünce Büyük Hemşire mutlu oluyor, eciş bücüş gelen bir şey, şimdi çalışan, uyumlu bir bileşim; hastaneye ‘yaşa var ol’lar sağlayan bir mucize. Suratına kaynaklanmış gülücüğüyle yürüyüşünü, güzel bir mahalleye yerleşişini izleyin. O mahallede şimdi sokakları kazıyorlar; lağım boruları döşüyorlar. Mutlu. Sonunda çevresine uydu?” İşte bu konuşma romanın da ana fikrini özetler niteliktedir.
Diğer yandan büyük toplumun dışında da karşımıza yeni bir sürü çıkar. Bu da McMurphy gelmeden önce hastanede yaşamlarını öyle ya da böyle sürdüren ‘deli’lerdir. Onlar da kendi kavillerince Kierkegaard’ın dediği anlamda ‘mutlu’ olmak için sürü olmayı ama dışarlıklı bir sürü olmayı benimsemişlerdir. McMurphy ise burada tam da “Bunlar kendi kendilerini yönetemiyorlar. Bunları yönetecek birileri lazım”ı kendine amentü yaparak hemencecik onların başına geçer ve o da en erken zamanda ‘sürü’nün üstünde kendi sualsiz tahakkümünü kurar.

Guguk Kuşu çağımız insanının toplumla çelişkilerini ortaya koyan çok önemli bir romandır. 1975 yılında Milos Forman tarafından filme de uyarlandı ve Jack Nicholson’un etkileyici performansıyla birlikte 5 Oscar aldı. Ancak söylemek gerekir ki roman ve film birçok açıdan birbirinden farklı. Kitabı okuduktan sonra bir daha filmi izlediğimde bu farkın ne kadar çok olduğunu anladım. Ama yine de sinema sinemadır, roman ise roman. İkisi de sadece kendileridir.

1935 Colorado doğumlu Ken Kesey, Beat Kuşağı’nın en önemli yazarlarındandır. Oldukça inişli çıkışlı bir hayat yaşamış, tamamen özgürlükçü bir yapıya sahip olmuş, envai çeşit uyuşturucuyla daha toy zamanlarında haşir neşir olmuş, bununla da yetinmeyip uyuşturucuyla ahbaplığını üniversite tezgâhlarında kobay olmaya kadar vardırmış, üzerinde LSD’nin denenmesine izin vermiş ve sonrasında bu denenme mevzusunu arkadaşlarıyla devam ettirmiştir. Denir ki Rolling Stones üyelerini de uyuşturucu müptelası yapan zatın ta kendisidir. Üniversite onun ruhuna iyi gelmeyince ve düşünü kurduğu hayatın üniversiteden sonra tamamen düş olacağına kanaat getirince kurduğu bir grupla birlikte otobüsle bütün Amerika’yı gezmiş, hippiliğin dibine vurmuş (ki daha bu zamanlarda Zoo’yu yazmıştır. Zoo ki Kuzey Plajı’ndaki hippiler hakkındadır.), yegâne dileğini de bu seyahat sırasında dillendirmiştir. Bütün ülkeyi doğasıyla, dağıyla taşıyla, insanlarıyla filme almak istemiştir. 2001 yılında kansere yenik düşen Ken Kesey, Allen Ginsberg, Timothy Leary, Hunter S.Thompson, Neal Cassady gibi yazarlarla birlikte Amerikan karşıt-kültürünün en önemli temsilcilerindendi ve hippilerle Beat kuşağı arasındaki güçlü bağı kurdu.”

Abidin Parılt
Ad

A Separation,1,Adam Schaff,1,Adem ve Havva,1,Akra'da Bulunan Elyazması,1,Alain Badiou,4,Alain Resnais,1,Alan Woods,1,Albert Camus,17,Albert Einstein,4,Alejandro González Iñárritu,1,Alenka Zupančič,1,Alexander Supertramp,1,Alfred Hitchcock,4,Alıntı,1,Ali Rahimli,4,Allen Ginsberg,5,Amin Maalouf,1,Anarşi,2,André Breton,1,Andrey Tarkovski,7,Ani Gezinti,1,Anton Çehov,2,Antonin Artaud,1,Anubis,1,Aristoteles,1,Arthur Danto,1,Arthur Rosenberg,1,Arthur Schopenhauer,2,Arundhati Roy,1,Asghar Farhadi,3,Attila İlhan,1,Aynadaki Gibi,1,AzBlog,13,Aziz Nesin,2,Babaya Mektup,1,Beat Kuşağı,17,Belgesel,5,Belinski,1,Bertolt Brecht,3,Bertrand Russell,1,Bilim,10,Billie Holiday,1,Biyografya,22,Björk,1,Bob Black,1,Bob Dylan,1,Bozkırkurdu,1,Böyle Buyurdu Zerdüşt,1,Breaking Bad,1,Bulantı,1,Bülent Ortaçgil,2,Büyülenme,1,Camera Lucida,1,Can Yücel,2,Cemal Süreya,1,Charles Baudelaire,2,Charles Bukowski,6,Charles Dickens,1,Charlie Chaplin,2,Charlie Parker,1,Christfried Tögel,1,Christine Bard,1,Christopher McCandless,1,Christopher Nolan,1,Chuck Palahniuk,3,Çarlz Bukovski,1,Çavdar Tarlasında Çocuklar,1,Dallas Buyers Club,1,Damon Albarn,1,Daniel Goleman,1,Dava,1,David Gilmour,1,Demian,1,Desiderius Erasmus,1,Didier Lauru,1,Dieter Forte,1,Djivan Gasparyan,1,Dominique Laporte,1,Dostluk Bağları ve Dostluk,1,Dostoyevski,16,Dönüşüm,1,Edebiyyat,140,Edgar Allan Poe,1,Eduardo Galeano,1,Eflâtun,1,Ejderhaların Danssı,1,Elias Canetti,1,Elvis Presley,2,Emil Michel Cioran,1,Emma Goldman,1,Eric Clapton,1,Eric Hoffer,1,Erich Fromm,3,Ernest Hemingway,2,Estela Welldon,1,Ethan Coen,2,Əkrəm Əylisli,1,Feature,20,Félix Guattari,1,Felsefe,93,Ferman Toroslar,1,Fernando Pessoa,1,Film,68,Franz Kafka,25,Freddie Mercury,1,Friedrich Engels,1,Friedrich Nietzsche,19,Füruğ Ferruhzad,1,Gabriel Garcia Marquez,1,Gabriel García Márquez,2,Galileo,2,Gemeinschaft,1,George Carlin,1,George Martin,1,George Orwell,1,Georges Canguilhem,1,Georges Perec,1,Gerçeklik açısından Kafka,1,Gilles Deleuze,5,Goethe,1,Gogol,4,Guguk Kuşu,1,Gustav Janouch,1,Guy Fawkes,1,Hakim Bey,1,Harriet Lerner,1,Hegel,2,Heinrich Böll,1,Hermann Broch,1,Hermann Hesse,5,Herta Müller,1,Hrant Dink,1,Iain Menzies Banks,1,Immanuel Kant,1,Ingeborg Bachmann,1,Ingmar Bergman,6,Inside Llewyn Davis,1,Italo Calvino,2,İran,1,İtalo Calvino,1,J. D. Salinger,2,Jack Kerouac,8,Jacques Brel,1,Jacques Lacan,13,Jacques Vergès,1,James Hawes,1,James Joyce,1,Jan Pol Sartr,1,Jason McQuinn,1,Jean Baudrillard,1,Jean Cocteau,1,Jean-Paul Sartre,10,Jehane Noujaim,1,Jenn Ashworth,1,Jiddu Krishnamurti,2,Jimi Hendrix,1,Joel Coen,2,John Berger,1,John Fante,2,John Lennon,5,John Steinbeck,4,Jorge Luis Borges,1,Jose Saramago,1,Joseph Conrad,1,Judith Butler,1,Juliet Mitchell,1,Julio Cortázar,1,Kaos'un Gizli Yaşam,1,Karamazov Kardeşler,2,Karl Marx,8,Kaybedenler Klübü,1,Ken Kesey,1,Kırmızı Pazartesi,1,Korkma Ben Varım,1,Kumarbaz,1,Kürk Mantolu Madonna,1,La Casa De Papel,1,Lady with Ermine,1,Lars von Trier,8,Laura Nyro,1,Leonard Cohen,1,Leonard Da Vinci,1,Lev Tolstoy,5,Lev Troçki,2,Linda Lee,1,Maksim Gorki,2,Malina,1,Marie Curie,1,Marilyn Manson,1,Marilyn Monroe,1,Mario Leis,1,Marlon Brando,1,Marqius de Sade,2,Martı Jonathan Livingston,1,Martin Heidegger,2,Maurice Blanchot,2,Max Stirner,15,Mental Pornografi Blog,2,Meqale,175,Michael De Montaigne,1,Michel Foucault,6,Mike Leigh,1,Milan Kundera,1,Miles Davis,1,Milgram,1,Milgram deneyi,1,Mohsen Namjoo,3,Monique Wittig,1,Morrisse,1,Murat Menteş,1,Mustafa Kemal Atatürk,1,Muzik,37,Neal Cassady,2,ngmar Bergman,1,Nick Cave,1,Nick Mason,1,Nikolay Gavriloviç Çernişevski,1,Nilgün Marmara,1,Noam Chomsky,2,Nostalghia,1,Notre Dame'ın Kamburu,1,Nuri Bilge Ceylan,2,Octavio Paz,1,Oğuz Atay,1,Ontolojik Anarşi,1,Onur Ünlü,2,Oscar Wilde,2,Osho,1,Oteki Ben,1,Ölüler Tanrısı,1,Ölüm Pornosu,1,Ömer Hayyam,1,Özdemir Asaf,1,Palyaço,1,Pantolonun Politik Tarihi,1,Patti Smith,1,Paul Lafargue,1,Paul McCartney,3,Paulo Coelho,2,Peter Kropotkin,2,Pierre Clastres,1,Pigme,1,Pink Floyd,2,Politika,1,Rachel Carson,1,Rachter'in Günlüğü,1,Rashit,1,Ray Davies,1,Rene Girard,1,René Wellek,1,Richard Bach,1,Richard Brautigan,1,Richard Dawkins,1,Richard Wagner,3,Richard Wright,1,Robert Musil,1,Roger Fornoff,1,Roger Garaudy,1,Roger Waters,2,Roman,9,Rose Laub Coser,1,Rus edebiyat,2,Ruth Sheppard,1,S. Reynolds & J. Press,1,Sabahattin Ali,2,Sait Faik,1,Salvador Dali,1,Samuel Beckett,4,Sasha Grey,1,Saul Newman,2,Sean Penn,1,Sırtımdaki Ev,1,Siddhartha,1,Sigmund Freud,19,Silence Spring,1,Simone de Beauvoir,6,Slavoj Zizek,6,Slavoj Žižek,15,slide,2,Sokrates,1,Soren Kierkegaard,1,Spinoza,1,SS,6,Stalker,1,Stephen Eric Bronner,1,Steve McQueen,1,Stranger,1,Suç ve Ceza,2,Supertramp,1,Sürgün,1,Şeyler,1,Tanrıya Karşı Söylev,1,Tarkovsky,5,Tek Bacaklı Yolcu,1,Teneke Trampet,1,The Beatles,4,The Butterfly Effect,1,The Rolling Stones,1,The Square,1,Theodor Adorno,4,Thomas Mann,1,Through a Glass Darkly,1,Tom Waits,2,Tomris Uyar,1,Tony Porter,1,Turan Dursun,2,Turgut Uyar,1,Ulua,1,Uluma,1,Ulus Baker,4,Umberto Eco,1,Utanç,1,V for Vendetta,1,Van Gogh,1,Victor Emil Frankl,1,Victor Hugo,1,Viktor Frankl,1,Vladimir Nabokov,2,Voltaire,1,Vsevolod İ. Pudovkin,1,Walter Benjamin,1,Wilhelm Reich,1,Will Durant,1,William S. Burroughs,2,William Shakespeare,1,Woody Allen,8,Xavier Dolan,1,Yabancı,1,Yad,1,Yolda,1,Yusif Vəzir Çəmənzəminli,1,Zeki Demirkubuz,3,Zen Kaçıkları,1,
ltr
item
Ali Rahimli: Guguk Kuşu (Ken Kesey)
Guguk Kuşu (Ken Kesey)
https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEip9zBerc6AeqTmQ6dSAPHVjuuBicpchFngLAL8im9lPDdVpf46DxvpQogu32v_KdxiQnbqDhjV5nFZHdy-TWCpHJE8_qisRdDknrKrt7r3wnKm6OmL5uzjQLJ6wokqGKxhiu9tJ_JIG_Ys/s320/guguk-kusu20120406095722.jpg
https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEip9zBerc6AeqTmQ6dSAPHVjuuBicpchFngLAL8im9lPDdVpf46DxvpQogu32v_KdxiQnbqDhjV5nFZHdy-TWCpHJE8_qisRdDknrKrt7r3wnKm6OmL5uzjQLJ6wokqGKxhiu9tJ_JIG_Ys/s72-c/guguk-kusu20120406095722.jpg
Ali Rahimli
https://alirahimli.blogspot.com/2013/04/guguk-kusu-ken-kesey.html
https://alirahimli.blogspot.com/
https://alirahimli.blogspot.com/
https://alirahimli.blogspot.com/2013/04/guguk-kusu-ken-kesey.html
true
8815050805795647263
UTF-8
Tüm Yazılar Yüklendi Hiç bir yazı bulunamadı HEPSİNİ GÖSTER DAHA FAZLA Cevapla Cevabı İptal Et Sil Tarafından Ana Sayfa Sayfalar İçerikler Hepsini Göster BU YAZIYA BENZER DİĞER YAZILAR ETİKET ARŞİV ARAMA BÜTÜN İÇERİKLER İsteğinizle eşleşme bulunamadı Ana Sayfaya Dön Sunday Monday Tuesday Wednesday Thursday Friday Saturday Sun Mon Tue Wed Thu Fri Sat January February March April May June July August September October November December Jan Feb Mar Apr May Jun Jul Aug Sep Oct Nov Dec just now 1 minute ago $$1$$ minutes ago 1 hour ago $$1$$ hours ago Yesterday $$1$$ days ago $$1$$ weeks ago more than 5 weeks ago Followers Follow THIS CONTENT IS PREMIUM Please share to unlock Copy All Code Select All Code All codes were copied to your clipboard Can not copy the codes / texts, please press [CTRL]+[C] (or CMD+C with Mac) to copy