Zorbalığın Yarattığı Yazar – Franz Kafka

“Kendimden başka hiçbir eksiğim yok” diyordu yirminci yüzyıl dünya edebiyatının en önemli yazın adamı Franz Kafka. Kırk bir yıllık yaşamı bo...

“Kendimden başka hiçbir eksiğim yok” diyordu yirminci yüzyıl dünya edebiyatının en önemli yazın adamı Franz Kafka. Kırk bir yıllık yaşamı boyunca aile, iş ve toplum yaşamında hep eksikti o. Annesine, babasına karşı evlat olarak, bürokratik bir devlet ve toplum yapılanmasına karşı birey olarak eksikti. Yazdığı eserlerinde hep bu sözünü ettiği eksiklik, zayıflık yönlendirmişti onu. Bu eksiklikleri olmasaydı büyük bir olasılıkla Franz Kafka’dan da, eserlerinden de yoksun olacaktık bugün.

Yirminci yüzyılın sadece ilk çeyreğini yaşamış olan Kafka’nın eserleri çağımızı anlamada bizlere hala sonsuz ışığıyla yol gösteriyorsa eğer, bu yirminci ve yirmi birinci yüzyılı Kafkasız anlamamızın eksiz kalacağının biricik kanıtıdır. Öyleyse yaşadığımız dünyayı anlamak için Kafka’yı, Kafka’yı anlamak için de onun eserlerini ve yaşamını incelemek gerekiyor.

“Yaşam, daha başında kaybedilmiş bir savaştır.” diyecek olan Franz’ın yenilgisi 1883 yılının 3 Temmuzunda Prag’da başladı. Kafka’nın soyunun gerçek soyadı Kavka’ydı ve Franz da imzalarının çoğunu Kavka olarak atardı. Kavka , Çekçede alakarga cinsinden bir kuşun adıdır. Prag’da oldukça çok bulunan kavkalara bazen kutsal bir simge olarak bakılırken kimi zaman da sürüler halinde uçmalarından dolayı savaş habercisi olarak bakılmıştır. Kafka, soyadının taşıdığı bu zıtlığı yaşamı boyunca hep yaşayacaktır. Bu zıtlığın kökeninde ise, Kafka üzerine inceleme yapmış pek çok araştırmacının değindiği üzere, babasının otoriter davranışları yatmaktadır. Babası, Franz’ın dostlarını ve nişanlılarını sürekli eleştirir. Franz, babasını anlatırken sert bir dil kullanır ancak kinden uzaktır anlattıkları. Kin ile suçluluk duygusu koşut ilerler yaşamında ve eserlerinde. Zaman zaman babasının sevgi gösterdiği anları gözleri yaşararak anlatacaktır. Ne başkaldırır babasına, ne boyun eğer ne de sevgi taşır içinde ona karşı. Evde ve işyerinde, Hermann Kafka herkesi ezen zorbanın tekidir. Her fırsatta herkese bağıran, herkesi susturan, Franz’ı bir balık gibi parçalayacağını söyleyen, yanında çalışan hasta bir tezgahtarı için: “Gebersin Köpek!” diyen bu baba karşısında eli kolu bağlıdır. Babasının işçilerinin burnundan getirmesine inat oğul Kafka, iş kazalarına karşı bir sigorta kurumunda memur olacaktır. Aile yaşamına karşı duyduğu tiksinti o boyuttadır ki ‘Hepiniz bana yabancısınız’ der annesine. ‘Yalnızca bir kan bağı var, ama o da kendini duyumsatmıyor. Bundan da nefret ediyorum; evde annemle babamın yattıkları yatağın kullanılmış çarşaflarını, dikkatle yerleştirilmiş gömleklerin görünüşü, beni kusturacak kadar bunaltabilir, içimi altüst edebilir.’ diyordu.

Kafka’nın Dava adlı romanında yer alan tutuklama görevlileri, yargıç, avukat, amca Max, rahip vb… hep birer baba figürünün yansımaları olarak okunabilir. Dava’nın final bölümünde K. çukura yatırılmış idamını beklerken aklından bir takım düşünceler geçirir. Bir yardım beklemektedir ve yargıcı geçirir aklından: ‘Neredeydi o bir türlü yanına yaklaşamadığı yargıç?’ Franz da yaşamı boyunca babasının yanına yaklaşamamıştır. ‘Dönüşüm’ de romanın kahramanı Gregor Samsa ise üç durumla hesaplaşır: Baba otoritesiyle, duygusal yaşamın yok olmasıyla ve ekonomik sömürüyle. ‘Dönüşüm’de babasının işlerinin bozulmasıyla (Kafka’nın babasının yaşamı boyunca işlerini ailesinin önüne koyduğunu ve çalışanlarını ezdiğini göz önünde bulundurursak bu iflas, Kafka’nın önemli bir fantezisi olarak değerlendirilebilir) yıkılan ailenin tek umudu çalışmakta olan Gregor Samsa’nın bir sabah uyandığında dev bir böcek olmasıyla başlayan aile içindeki sorunlara ve aile bireyleri önündeki aşağılanma ve tiksinti duyguları arasında ortaya çıkan bir varoluş sorununa değinilir. Gregor’un ulaştığı nihai özgürlük aile fertleri tarafından bir süpürge ve bir faraş yardımıyla atılmak olur, tıpkı Dava’da Josef K.’nın öldürülerek kurtuluşa kavuşması gibi. Ölüm Kafka’nın en önemli sığınağı olarak, yaşam kafesinden kurtulmasının gereğidir.

Kafka: ‘Av köpekleri henüz avluda oynuyorlar; ama avları daha şimdiden ormanın içinde ne kadar hızlı koşarlarsa koşsunlar, ellerinden kaçamayacaklar.” Bu özdeyişiyle insanoğlunun bir av olarak kaçınılmaz kaderine dikkat çeker. Aynı zamanda kendisinin zayıflığına ve ruhsal bakımdan güçsüzlüğüne de işaret eder. Kafka zayıflığı hakkında şunları yazar:

“Bildiğim kadarıyla, yaşam için gerekli koşulların hiçbirini beraberimde getirmiş değildim, yalnızca insana özgü genel zayıflığın taşıyıcısıydım. Bu zayıflık sayesinde -bu anlamda sözünü ettiğim zayıflık, çok büyük bir güçtür- yaşadığım dönemin bana zaten çok yakın olan, savaşmak değil belli ölçüde temsil olmak hakkına sahip bulunduğum olumsuz yanını olanca gücümle özümsedim.” (Fischer,1998, 15)

Kafka’nın Dava’sı Neydi?

Kafka, tüm eserlerinde baş kahramanlarına bu zayıflık, itilmişlik, güçsüzlük, çaresizlik vs. gibi psikolojik durumları giydirir. Kafka’nın karakterleri, felsefi ve psikolojik bir tartışmanın aktörleridirler. Kafka yine bir özdeyişinde “Kafesin biri, bir kuş aramaya çıktı.” diyerek insanoğlunun içine doğduğu toplumun tüm kurumlarıyla birlikte bireyi nasıl esirleştirdiğini vurgular. Şato adlı romanında kendini kabul ettirebilmek için kafese girmek için rıza gösterir baş kahraman K. Onun için yaşam, sorumluluklar yumağı içinde ve bireylerin özgürlük yanılsamaları ile avunduğu kocaman kafesten başka bir şey değildir. Aslında bu özdeyişi ‘Dava’nın da diğer tüm eserlerinin de ana düşüncesini oluşturur. ‘Dava’da, insanlarıyla, işyeriyle, mahkemesiyle, akrabalarıyla, diniyle ve memurlarıyla bireyin çevresini kaplamış olan toplum otoritesi adeta avını aramaya çıkmış kafesi andırır. Kafka, kendinden on yıllar sonra Jean Paul Sartre’ın söylediği ve varoluşçuluğun sloganı olan ‘Başkaları Cehennemdir’ düşüncesini tüm eserlerinde olduğu gibi ‘Dava’da da daha 1914-1915 yıllarında işlemiştir. Dava’nın yazıldığı dönemde dünyanın bir çok ülkesi, başka ülkeleri avlamaya çıkmış kafes gibidir ve Kafka, ölümünden hemen sonra ortaya çıkacak Hitler’in, Mussolini’nin ve Stalin’in dünyayı kafesleme emellerini görmüş gibidir.

Hepimiz gibi Kafka için de toplumsal otorite ailede başlar. Birey zaten bu yönüyle kafesin içine doğar ve kafesten kaçtığını sandığı her an bir başka kafes onu çevreler. ‘Dava’nın kahramanı K. tutuklandığını öğrenir. Başlangıçta tutuklanma nedenini merak etse de bu saçmalığı merak etmeyi anlamsız bulur. Ancak tüm yaşamı da davasına odaklanır. Artık yaşamının geriye kalan bir yılında her şeyi bu davadır. Gerçekte, K.’nın tutuklandığını öğrenmesi, zaten toplum içinde tutuklu olmuş olmasının farkına varmasından başka bir şey de değildir. Bundan sonra yaşayacakları, tutuklanma öncesinde yaşayacaklarından çok da farklı değildir. Tek farkı ise K.’nın içine kapatıldığı kafesin farkına varmış olması ve onun dışına çıkabilme çabasıdır. K. dışındaki hiç kimse de bunun farkına varmaz ve bu dava onlara anlamsız gelmez. Farkına varmamak onları huzurlu kılarken farkındalık, K.’nın mutsuzluğunu belirler. Herkesin K.nın davasını biliyor olması, herkesin bir davası olmasından kaynaklanmaktadır. Ayrıca herkesin onun davasından haberdar olması, ki bu onlara iktidar da sağlar, K’nın çevrelenmişliğinin bir dışavurumudur. Suçlanan, tutuklanan ve özgürlüğü elinden alınan biri olarak K. davalıdır. Suçlayan, tutuklayan olarak davacı ise toplumdur. Rahip K.ya davanın yapısı hakkında bir bilgi vererek varoluşçuluğa gönderme yapar: “Mahkeme senden bir şey istemiyor ki! Geldiğin zaman niye geldin demiyor, gitmek istedin mi, koyveriyor gidiyorsun.” Bu yaşama ilişkin bir bilgidir. Yaşamda kendi varoluşumuzu kendimiz belirleme hakkına sahibizdir ancak sonuçlarına katlanmak şartıyla. Örneğin işe gitmeme hakkı bizde saklıdır ama buna karşılık verilecek ceza bizim dışımızdadır. Aynı durum din için de geçerlidir. İnanıp inanmama özgürlüğüne sahibizdir eğer cehennemi göze alabiliyorsak, cezası bizim dışımızda örgütlenir. K’nın davası da aynı sorunu içinde barındırır. K. kendini savunma hakkına sahiptir, bunun için Amcası Max aracılığıyla bir avukat da tutar. Böylece K. amcasının ısrarı ve avukat yoluyla toplumun istemlerine boyun eğdirilecektir. Ancak K. kendi varoluşunu kendisi belirlemek ister ve avukattan vekaletini alır, kendini savunma ihtiyacı duymaz. K. kararını vermiştir ve sonuçlarına da katlanacaktır. K.’nın sonu toplum kurbanı olmaktır. O toplum ki kurumlarıyla, baskısıyla, bürokrasisiyle bireyi kafesin içine alır. Bireyden beklenen tek rol zayıflıktır. Ünlü Kafka çözümlemecisi Ernest Fischer, bürokrasi üzerine Kafka’dan şunları aktarır:

” Bürokrat için insanca ilişkiler değil, yalnızca nesne ilişkileri vardır. İnsan evraka dönüşür. Evraka verilen sayı ile belirgin kılınan, ölmüş bir varlık olarak evrakın akışına girer. Bu varlık şahsen çağrıldığı zaman bile bir kişi değil, yalnızca ‘olay’dır. ‘Konu’ ile ilgili olmayan ne varsa akıp gitmiştir. Resmi dairelerin koridorları aşağılanma kokar. Sigara içmek kesinlikle yasaktır. Bu yasağın kapsamına soluk almak da girer. Buna karşılık yürek çarpıntısına izin vardır, dahası çarpıntı olması istenen bir şeydir. Her türlü ümit uçup gider. Kapıdan kapıya gönderilen kişiye suçluluk duygusu aşılanır. Buraya giren, yalnızca bir vizite kağıdı ya da pasaportunun uzatılmasını istese bile kendini suçlu duyumsar. En iyi olasılıkla bir dilek sahibidir, aslında ise suçludur.”(Fischer,1998,33)

KAYNAKÇA

– Fischer, Ernst(1998) Kafka. Çev. Ahmet Cemal, İstanbul:Kavram Yayınları
– Kafka, Franz(1983) Günce. Çev. Mazhar Candan, İstanbul:İmge
– Kafka, Franz(1997) Dava. Çev. Kâmuran Şipal. İstanbul:Cem Yayınevi
– Kafka, Franz(2000) Aforizmalar. Çev. Esendal Kuzucu. Ankara:Sis Yayıncılık

Hayatımız tuhaflıklar üzerine kurulu aslında . Önemli olan farkında olabilmek . Peki farkında olanlar neler yaşıyor hayatlarında ? Bunu görebilmek için ; Kafka’ya kulak vermeliyiz .

Kafka , gerek yaşadığı dönemde gerekse günümüzde “farklı bir yazar” olarak anılmıştır ve anılmaktadır . Bu adlandırmayı ona verenleri iki gruba ayırmak gerek ; onu anlayarak , aynı hissedişi yaşayarak ona bu sıfatı verenler ve salt farklı bir tarzda yazdığından dolayı onu bu sıfatla onurlandıranlar . Kafka asla bu adla onurlanabilmek için yazmamıştır oysa . O , salt hissedişlerinden dolayı yazmıştır , kendini anlatmıştır .
Kafka’nın incelemeye başlayacağım öyküsünün orijinal ismi “Die Werwandlung” . Kelimenin Türkçe karşılığı ise dönüşümdür . Günümüze kadar öykü , birçok kez dilimize çevrilmiş (diğer çeviriler Vedat Günyol , Arif Gelen , Kamuran Şipal , Ahmet Cemal , Melek Nergiz ve Mehmet harmancı tarafından yapılmıştır) fakat Ahmet Cemal hariç diğer çevirmenlerin tümü kitaba “Değişim” adını vermişlerdir . Halbuki değişim sözcüğünün Almanca karşılığı “Die Weraenderung”dur . Ve düşünüldüğünde değişim sözcüğü ile dönüşüm arasında farklılıklar bulmamız kaçınılmazdır .

Dönüşüm , Kafka’nın yazdığı en uzun öyküsüdür . Öykü ilk kez 1915 yılında bir aylık dergide yayımlanmıştır . Günümüzde hala en çok okunanlar arasında yer alan Dönüşüm farklı farklı yayınevleri tarafından birçok kez basılmıştır . Bende bulunan baskısı İlya Yayınevi’ne ve 2003 yılına ait baskısı . Hikayenin bendeki çevirisini Gülperi Sert yapmıştır . Bundan başka hikayenin birde Kamuran Şipal’ın yaptığı çevirisini okudum ve gerçekten çeviriden çeviriye belirgin bir fark gördüğümü söyleyebilirim . Gülperi Sert’in çevirisi daha kısa cümlelerden ve dolayısıyla kelimelerin iyi seçilmesinden dolayı daha rahat anlaşılır . (Ve uzun cümleler beni tedirgin ediyor , bana eskiyi hatırlatıyor , geri dönmek istemediğim zamanlara)

Dönüşüm , Kafka’nın “Amerika” adlı romanı üzerine çalışırken ilerleme kat edemediği için sıkıldığı ve sıkıntıdan yataktan kalkamadığı bir anda , biraz ara vermek ve kendine gelebilmek için yazdığı öyküsüdür . Kafka’nın öyküyü okuduktan sonraki düşünceleri iğrenç olduğuna dairdi (23 Ekim 1914) . Ve Kafka’nın güncesinden alınan bir not ise yazarın öykünün sonu için “Okunmaz bir son . Neredeyse baştan aşağı kusurlu .” dediğidir.

Hikaye , Samsa’nın bir sabah uyanınca kendini bir böcek olarak bulmasıyla başlar . Eleştirmenler bu konuda ayrılmıştır : bir grup Gregor’un sıkıntılı bir düşten uyanıp yarı uykulu bir haldeyken kendini bir böcek olarak düşündüğünü iddia eder böyle düşünülmesinin tek nedeni bizim gerçeklik kavramımıza uydurulabilmeye çalışılmasından kaynaklanır . Psikolojik yorumlar ise dönüşümün kahramanın bilincinde gerçekleştiğini ve bu nedenle de Kafka’nın böceğin resminin kitabın kapağına konmasına karşı çıktığını savunur .

Getirilen bir başka yorumu ise göz ardı etmemek gerekir . “Yabancı bir ortamda uykuya dalmışken , uyandığımızda bir an şaşalamamız , Birden bir gerçek dışılık duygusuna kapılmamız doğaldır ve öyküyle bağlantılı olarak Samsa’nın bir pazarlamacı oluşu bu durumun ortaya çıkmasına neden olmuş olabilir , bu koşullar içinde bu imkansız değildir . Aslına bakılırsa bir böcek olarak uyanmak Napoléon ya da George Washington olarak uyanmaktan pek farklı değildir .”

Edebiyat bilimcilerine göre ise Kafka , (önümüze sürekli konulduğu gibi) Bir dönüşüm anlatmış ve sonuçlarını da büyük bir titizlikle işlemiştir .

Kafka , hikayelerinde hayvan karakterlerini sıkça kullanır. Dönüşümün gerçekleştiği her erde kahramanın hayatı birdenbire değişir ve kendini dünyaya fırlatılmış gibi hisseder . Bu hissedişi yaşayan insan ise o güne kadar yaptıklarını düşünür ve yanlış ve yalanlarla dolu bir hayatın içinde yaşamını sürdürdüğünü fark eder . Kendi özüne dönebilmek için çaba harcayan insan bir sürü zorlukla karşılaşır bu noktadan sonra ; farklı olduğu için dışlanmışlık ve tiksinti duygusuyla başa çıkmak zorunda kalışı gibi . Bunlar , bu konumda bulunan bir insandan zaman çalmaktan başka işe yaramaz zaten yapılmak istenende budur . O insan rahat bırakılmak ister , rahat bırakılıp düşünebilmek ve aradığı sorulara cevap bulabilmek .\

Hikaye , olayın tümüne hakim olan üçüncü bir kişinin ağzından anlatılıyor ve bundan dolayı anlaşılması oldukça kolay oluyor . Kopmaların ve hayal kırıklığı yaşamadığım hikayede belkide Kafka en başından beri yanılıyordu …

Hikaye , o güne kadar hayatın hızlı akışına kapılmış , monoton bir yaşam süren kahramanımızın bir sabah böcek olarak uyanmasıyla başlar . Yaptığı iş , sorumlulukları , yaşayışı hep zorunluluktan kaynaklanmaktadır yani ona dayatılanlardan oluşmaktadır .
Gregor bir pazarlamacıdır . Bu mesleği yapması sevdiğinden kaynaklanmamaktadır . O , babasının iflas bayrağını çekmesinden sonra onun kalan borçlarını ödemek ve ailenin geçimini sağlamak zorundadır . Ailesi ona iflastan sonra kalan ufak çaptaki bir mirastan hiç bahsetmemiş , Gregor da sormamıştır fakat kendini onlara karşı sorumlu hissettiğinden dolayı kazandığı paradan kendine çok küçük bir bölüm ayırarak tümünü babasının eline bırakmayı alışkanlık edinmiştir . Tamamen ailesi için yaşamaktadır .
Gregor’un babası iflasından sonraki beş yıl boyunca , Gregor çalışırken ve mesleğinde yükselirken , kendini iyiden iye salmış ve iyice uyuşuklaşmıştır . Ailecek çıktıkları yürüyüşlerde onları her zaman arkadan takip eden , bir şey söylemek için yanına gelmelerini bekleyen yani kendini yorgun ve yaşlı olduğuna inandırdıkça yaşlanan ve yorulan bir insandır . Zihnimizde oluşturduğu çağrışımlar , sadece baba ve yaşlı olduğundan dolayı saygı duyulan bir insandan öteye geçememektedir .

Gregor’un annesi ise , sadece anne olan bir kadındır . Gregor için başka bir çağrışımı yoktur . Gregor annesini sevmektedir ama sadece sevmekte . Buna karşın Gregor kız kardeşini değer vermekte ve geleceği için planlar yapmaktadır . Bir insan ancak ve ancak değer verdiği birinin geleceği için planlar yapar . Grete keman çalmaktadır ve Gregor onu dinlemekten büyük zevk almaktadır ve ne olursa olsun onu seneye konservatuara gönderecektir . Bu düşüncesi onu çok mutlu etmektedir ve kardeşinin ne kadar sevineceğini düşündükçe mutluluğu artmaktadır . Gerçekten onun yaşamını olumlu yönde etkileyebilecek bir şeyler yapmak istemektedir . Grete ona karşı daima sevgiyle yaklaşmış , onun için önemli olduğunu hissettirmiştir . Ailede aralarında diyalog bir tek ikisinin arasında vardır .

Tüm bu planlar , monoton yaşamlar bir sabah Gregor’un bir böcek olarak uyanmasıyla değişiverir . Gregor’un dış görünüşüyle birlikte yaşayışıyı , düşünceleri ve bildikleri değişmeye başlar . Buna bağlı olarak aileninkilerde değişim gösterir . Babası üniformasını giyerek her gün işe gitmeye başlar . Annesi bir iç çamaşırı firması için dikiş dikmeye ve o güne kadar ev işlerine yardım etmekten ve süslenip arkadaşlarıyla birlikte ufak partilere katılmaktan başka bir iş yapmamış olan kız kardeşi de dışarıda çalışmaya başlamıştır . Kısa sürede Gregor’un değişmiş halini benimseyen ailesi , özellikle babası , onları anlayamadığını düşünerek ona bir böcekmiş gibi davranmaya başlar . Ona şiddet uygular ama annesi onun sadece hasta olduğunu ve bir süre sonra eski haline geri döneceğini düşünür ve bu yüzden onu , evladını hala eskisi gibi görür gözünde ama nedense karşısında her görüşünde ayılıp bayılmaktan kendini alamaz . Tüm bunlardan dolayı aile Gregor’un bakımını kız kardeşine yüklemiştir ve kız kardeşi de bunu severek kabul etmiş ve zaman içinde kendine olan özgüveni bu sayede artmıştır . Onunla başkasının ilgilenmesine asla izin vermemekte , bunu bir hakaret saymaktadır .

Elde bulunan küçük çaplı servetin onları en çok bir sene idare edeceği anlaşılınca aile , geçinmek için gerekli olan parayı çalışarak kazanmaya başlamış fakat bu da yeterli gelmeyince evi kiraya vermişlerdir . Gregor ailesini böylesine zor durumlara düşürdüğü için sürekli kendisini suçlamakta , yaptıkları konuşmalarda sürekli içinde bulundukları sıkıntıları dile getirdikleri için yarası gün geçtikçe büyümektedir . Babasının kaba kuvveti ona ölümcül bir yara kazandırmıştır ama onun ölmesini sağlamamıştır fakat Gregor , ailesini içinde bulundukları durumdan kurtarmak için kendi varlığından vazgeçmiştir .

Onun ardından normale dönen hayatlarında anne , baba ve kardeşi kendi gelecekleri hakkında planlar yapmaya başlamışlardır ve her şeyin olması gerektiği gibi olduğundan dolayı mutlu olmuşlardır . Hayatlarının akışına kaldıkları yerden devam etmeyi planlamaktadırlar .

Gregor aslında benim , aslında sensin , aslında o . Gregor aslında onun hikayesini okuyup onun gibi hissedebilen herkes . Gregor’un geçirdiği dönüşüm onun farkındalığını simgeler . İnsan olduğunu iddia edenler ile böcek olanlar arasında verilen savaşlardan biridir aslında anlatılan hikaye . Bize hayat tarafından dayatılanların ve bunların ne kadarına uyduğumuzun farkında olmamıza bağlıdır böcek ya da insan olmamız . Seçim bize kalmıştır ; önümüze bir yol ayrımı çıkar birini seçmek zorundayızdır . Aslında bu ayrımın varlığını fark ettiğimizde başlar her şey . Artık dönüş yoktur çünkü ya sürünün bir parçasısındır ya da değilsindir . Sürünün parçası olmayı kabul etmek kolay olanı seçmek ve yaşadığını sanmaktan öteye gitmez , gidemez . Gregor hayatında bu ayrımı görmüş ve zor olanı seçmiştir . Ailesi tarafından gördüğü tepkiler ise beklenenlerdir . Dışlamak ve uzaklaştırmak … Çünkü bütünü , sürüyü bozabilir ufak böcekler . Annesi durumuna üzülmektedir çünkü hasta olduğuna inanmaktadır ve bir gün iyileşeceğine . Ama kime ve neye göre hasta ? Bu noktada böcek olmakla deli ya da şizofreni olmak arasında bir fark var mı yok mu onu sorgulamak gerekli sanırım . Bence bir fark yok hepsi aynı notaya basıyor .
Hayatın monotonluğunun farkında olmak ve sürüden ayrılmak , kendine dönüşü gerektirir . Çocuksu saflığı tekrar keşfedebilmeyi . Duyguların varlığını keşfetmeyi , kendini özgür kılabilmeyi . Bunu başarmaya çalıştığın , başarabildiğin ölçüde varsındır . Böyle hissedenler bencilliği bilmezler . Aslına bakılırsa sevmekten başkasını bilmezler . Bu yüzden sürekli incinirler , yıpranırlar ve yıpratılırlar . Varlıkları ve yaptıkları anlaşılmaz . Sanırım Kafka’nın bir başka hayvanı değil de böceği seçmesi bundan kaynaklanır . Darbelere daha dayanıklı , düşmekten korkmayan ve kolayca yaralanıp ölmeyen bir hayvan olması nedeniyle . Nitekim Gregor’un ölümü herhangi bir darbeden kaynaklanmamaktadır . Bencil olmamasının bedelini hayatıyla ödemiştir çünkü kahramanımız , diğerlerinin yaşayışlarını tekrar düzene sokabilmek ve isteklerini yerine getirebilmek için başka seçeneği yoktur . Her ne kadar arada sırada bencil olmayı ve ona yemek vermedikleri için kilere inip yemeyeceğini bildiği halde payına düşeni almayı düşünse bile bunu yapmaz , yapamaz .

Kafka’nın ailesine bu şekilde bakışı onun sürdüğü yaşamdan kaynaklanmaktadır . O , hikayelerinde özlediği yaşamı yazmak yerine yaşadığı yaşamı yazmayı seçmiştir . Bundan , Kafka’nın böyle yaşamaktan memnun olduğu sonucunu çıkartabilir miyiz ?
Babasının gölgesi altında ezilen Kafka , en başından beri yazmayı istemiş fakat geçimini sağlayabilmek için hukuk okumaya karar vermiştir . Her ne kadar yazmasına engel olduğu için aldığı avukatlık eğitiminden de , daha sonradan çalışacağı pazarlama şirketindeki işinden de nefret etmesine rağmen çalışkan ve istikrarlı bir insan olmuştur . Yazılarındaki karamsarlığa karşın gerçek hayatında oldukça neşeli ve yardım sever olduğunu biliyoruz . Ve bu noktada bir çelişki ortaya çıkıyor . Kafka iki yaşamı aynı anda yaşıyor . Yaşadığı an olan , şimdiki zaman dilimini içeren aralıkta hissettiği gibi değil hissetmesi gerektiği gibi , yazarken ise hissettiği gibi .

Kafka ; yazılanları , yazılması gerekenleri dışarıya atılması gereken safra olarak nitelendirmektedir ve bu safrayı atabilmesi için geceler ona yetersiz gelmektedir .
Tüm bunlar daha önce sunduğumuz şizofren olma tezini destekliyor bir ucundan . Aksi taktirde bir insanın böyle bir hayatta yaşaması olanaksızlaşır . Bundan kurtulmaya çalışması , birinden birini seçip sürekli öyle yaşamaya çalışması onu ölüme sürüklemekten başka işe yaramaz çünkü yaşaması için gerekli olan yanının kaybetmiş olur hangi parçasını seçerse seçsin
Ad

A Separation,1,Adam Schaff,1,Adem ve Havva,1,Akra'da Bulunan Elyazması,1,Alain Badiou,4,Alain Resnais,1,Alan Woods,1,Albert Camus,17,Albert Einstein,4,Alejandro González Iñárritu,1,Alenka Zupančič,1,Alexander Supertramp,1,Alfred Hitchcock,4,Alıntı,1,Ali Rahimli,4,Allen Ginsberg,5,Amin Maalouf,1,Anarşi,2,André Breton,1,Andrey Tarkovski,7,Ani Gezinti,1,Anton Çehov,2,Antonin Artaud,1,Anubis,1,Aristoteles,1,Arthur Danto,1,Arthur Rosenberg,1,Arthur Schopenhauer,2,Arundhati Roy,1,Asghar Farhadi,3,Attila İlhan,1,Aynadaki Gibi,1,AzBlog,13,Aziz Nesin,2,Babaya Mektup,1,Beat Kuşağı,17,Belgesel,5,Belinski,1,Bertolt Brecht,3,Bertrand Russell,1,Bilim,10,Billie Holiday,1,Biyografya,22,Björk,1,Bob Black,1,Bob Dylan,1,Bozkırkurdu,1,Böyle Buyurdu Zerdüşt,1,Breaking Bad,1,Bulantı,1,Bülent Ortaçgil,2,Büyülenme,1,Camera Lucida,1,Can Yücel,2,Cemal Süreya,1,Charles Baudelaire,2,Charles Bukowski,6,Charles Dickens,1,Charlie Chaplin,2,Charlie Parker,1,Christfried Tögel,1,Christine Bard,1,Christopher McCandless,1,Christopher Nolan,1,Chuck Palahniuk,3,Çarlz Bukovski,1,Çavdar Tarlasında Çocuklar,1,Dallas Buyers Club,1,Damon Albarn,1,Daniel Goleman,1,Dava,1,David Gilmour,1,Demian,1,Desiderius Erasmus,1,Didier Lauru,1,Dieter Forte,1,Djivan Gasparyan,1,Dominique Laporte,1,Dostluk Bağları ve Dostluk,1,Dostoyevski,16,Dönüşüm,1,Edebiyyat,140,Edgar Allan Poe,1,Eduardo Galeano,1,Eflâtun,1,Ejderhaların Danssı,1,Elias Canetti,1,Elvis Presley,2,Emil Michel Cioran,1,Emma Goldman,1,Eric Clapton,1,Eric Hoffer,1,Erich Fromm,3,Ernest Hemingway,2,Estela Welldon,1,Ethan Coen,2,Əkrəm Əylisli,1,Feature,20,Félix Guattari,1,Felsefe,93,Ferman Toroslar,1,Fernando Pessoa,1,Film,68,Franz Kafka,25,Freddie Mercury,1,Friedrich Engels,1,Friedrich Nietzsche,19,Füruğ Ferruhzad,1,Gabriel Garcia Marquez,1,Gabriel García Márquez,2,Galileo,2,Gemeinschaft,1,George Carlin,1,George Martin,1,George Orwell,1,Georges Canguilhem,1,Georges Perec,1,Gerçeklik açısından Kafka,1,Gilles Deleuze,5,Goethe,1,Gogol,4,Guguk Kuşu,1,Gustav Janouch,1,Guy Fawkes,1,Hakim Bey,1,Harriet Lerner,1,Hegel,2,Heinrich Böll,1,Hermann Broch,1,Hermann Hesse,5,Herta Müller,1,Hrant Dink,1,Iain Menzies Banks,1,Immanuel Kant,1,Ingeborg Bachmann,1,Ingmar Bergman,6,Inside Llewyn Davis,1,Italo Calvino,2,İran,1,İtalo Calvino,1,J. D. Salinger,2,Jack Kerouac,8,Jacques Brel,1,Jacques Lacan,13,Jacques Vergès,1,James Hawes,1,James Joyce,1,Jan Pol Sartr,1,Jason McQuinn,1,Jean Baudrillard,1,Jean Cocteau,1,Jean-Paul Sartre,10,Jehane Noujaim,1,Jenn Ashworth,1,Jiddu Krishnamurti,2,Jimi Hendrix,1,Joel Coen,2,John Berger,1,John Fante,2,John Lennon,5,John Steinbeck,4,Jorge Luis Borges,1,Jose Saramago,1,Joseph Conrad,1,Judith Butler,1,Juliet Mitchell,1,Julio Cortázar,1,Kaos'un Gizli Yaşam,1,Karamazov Kardeşler,2,Karl Marx,8,Kaybedenler Klübü,1,Ken Kesey,1,Kırmızı Pazartesi,1,Korkma Ben Varım,1,Kumarbaz,1,Kürk Mantolu Madonna,1,La Casa De Papel,1,Lady with Ermine,1,Lars von Trier,8,Laura Nyro,1,Leonard Cohen,1,Leonard Da Vinci,1,Lev Tolstoy,5,Lev Troçki,2,Linda Lee,1,Maksim Gorki,2,Malina,1,Marie Curie,1,Marilyn Manson,1,Marilyn Monroe,1,Mario Leis,1,Marlon Brando,1,Marqius de Sade,2,Martı Jonathan Livingston,1,Martin Heidegger,2,Maurice Blanchot,2,Max Stirner,15,Mental Pornografi Blog,2,Meqale,175,Michael De Montaigne,1,Michel Foucault,6,Mike Leigh,1,Milan Kundera,1,Miles Davis,1,Milgram,1,Milgram deneyi,1,Mohsen Namjoo,3,Monique Wittig,1,Morrisse,1,Murat Menteş,1,Mustafa Kemal Atatürk,1,Muzik,37,Neal Cassady,2,ngmar Bergman,1,Nick Cave,1,Nick Mason,1,Nikolay Gavriloviç Çernişevski,1,Nilgün Marmara,1,Noam Chomsky,2,Nostalghia,1,Notre Dame'ın Kamburu,1,Nuri Bilge Ceylan,2,Octavio Paz,1,Oğuz Atay,1,Ontolojik Anarşi,1,Onur Ünlü,2,Oscar Wilde,2,Osho,1,Oteki Ben,1,Ölüler Tanrısı,1,Ölüm Pornosu,1,Ömer Hayyam,1,Özdemir Asaf,1,Palyaço,1,Pantolonun Politik Tarihi,1,Patti Smith,1,Paul Lafargue,1,Paul McCartney,3,Paulo Coelho,2,Peter Kropotkin,2,Pierre Clastres,1,Pigme,1,Pink Floyd,2,Politika,1,Rachel Carson,1,Rachter'in Günlüğü,1,Rashit,1,Ray Davies,1,Rene Girard,1,René Wellek,1,Richard Bach,1,Richard Brautigan,1,Richard Dawkins,1,Richard Wagner,3,Richard Wright,1,Robert Musil,1,Roger Fornoff,1,Roger Garaudy,1,Roger Waters,2,Roman,9,Rose Laub Coser,1,Rus edebiyat,2,Ruth Sheppard,1,S. Reynolds & J. Press,1,Sabahattin Ali,2,Sait Faik,1,Salvador Dali,1,Samuel Beckett,4,Sasha Grey,1,Saul Newman,2,Sean Penn,1,Sırtımdaki Ev,1,Siddhartha,1,Sigmund Freud,19,Silence Spring,1,Simone de Beauvoir,6,Slavoj Zizek,6,Slavoj Žižek,15,slide,2,Sokrates,1,Soren Kierkegaard,1,Spinoza,1,SS,6,Stalker,1,Stephen Eric Bronner,1,Steve McQueen,1,Stranger,1,Suç ve Ceza,2,Supertramp,1,Sürgün,1,Şeyler,1,Tanrıya Karşı Söylev,1,Tarkovsky,5,Tek Bacaklı Yolcu,1,Teneke Trampet,1,The Beatles,4,The Butterfly Effect,1,The Rolling Stones,1,The Square,1,Theodor Adorno,4,Thomas Mann,1,Through a Glass Darkly,1,Tom Waits,2,Tomris Uyar,1,Tony Porter,1,Turan Dursun,2,Turgut Uyar,1,Ulua,1,Uluma,1,Ulus Baker,4,Umberto Eco,1,Utanç,1,V for Vendetta,1,Van Gogh,1,Victor Emil Frankl,1,Victor Hugo,1,Viktor Frankl,1,Vladimir Nabokov,2,Voltaire,1,Vsevolod İ. Pudovkin,1,Walter Benjamin,1,Wilhelm Reich,1,Will Durant,1,William S. Burroughs,2,William Shakespeare,1,Woody Allen,8,Xavier Dolan,1,Yabancı,1,Yad,1,Yolda,1,Yusif Vəzir Çəmənzəminli,1,Zeki Demirkubuz,3,Zen Kaçıkları,1,
ltr
item
Ali Rahimli: Zorbalığın Yarattığı Yazar – Franz Kafka
Zorbalığın Yarattığı Yazar – Franz Kafka
https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi5KY7pxH4CSH9IzOaAtRh5C5AGdeymOQhyphenhyphenHnU37HP2YgEcnviKZVUVMBdFW9nEPB_7UJZpWy2PQWhPPUFzScqYaZHov0_Tlrqskf65t0kaNCsZP0RHHlm_cpSSjme6HBdiRYsGJoGrVt1B/s320/franz-kafka_2130.jpg
https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi5KY7pxH4CSH9IzOaAtRh5C5AGdeymOQhyphenhyphenHnU37HP2YgEcnviKZVUVMBdFW9nEPB_7UJZpWy2PQWhPPUFzScqYaZHov0_Tlrqskf65t0kaNCsZP0RHHlm_cpSSjme6HBdiRYsGJoGrVt1B/s72-c/franz-kafka_2130.jpg
Ali Rahimli
https://alirahimli.blogspot.com/2013/03/zorbalgn-yarattg-yazar-franz-kafka.html
https://alirahimli.blogspot.com/
https://alirahimli.blogspot.com/
https://alirahimli.blogspot.com/2013/03/zorbalgn-yarattg-yazar-franz-kafka.html
true
8815050805795647263
UTF-8
Tüm Yazılar Yüklendi Hiç bir yazı bulunamadı HEPSİNİ GÖSTER DAHA FAZLA Cevapla Cevabı İptal Et Sil Tarafından Ana Sayfa Sayfalar İçerikler Hepsini Göster BU YAZIYA BENZER DİĞER YAZILAR ETİKET ARŞİV ARAMA BÜTÜN İÇERİKLER İsteğinizle eşleşme bulunamadı Ana Sayfaya Dön Sunday Monday Tuesday Wednesday Thursday Friday Saturday Sun Mon Tue Wed Thu Fri Sat January February March April May June July August September October November December Jan Feb Mar Apr May Jun Jul Aug Sep Oct Nov Dec just now 1 minute ago $$1$$ minutes ago 1 hour ago $$1$$ hours ago Yesterday $$1$$ days ago $$1$$ weeks ago more than 5 weeks ago Followers Follow THIS CONTENT IS PREMIUM Please share to unlock Copy All Code Select All Code All codes were copied to your clipboard Can not copy the codes / texts, please press [CTRL]+[C] (or CMD+C with Mac) to copy