Suret olması gerekmeyen bir söylem (Jacques Lacan)

Jacques Lacan Suret olması gerekmeyen bir söylem, benim durduğum yerden ve önceki söylediklerim bakımından söylenebilen bir söylemdir. ...

Jacques Lacan
Suret olması gerekmeyen bir söylem, benim durduğum yerden ve önceki söylediklerim bakımından söylenebilen bir söylemdir. Benim bunu söylüyor olmam sonuçta bir olgudur. Dikkat edin: Bu bir olgudur çünkü ben bunu söylemekteyim. Kafanızı tamamen karıştırmış olabilir bu: Yani benim bunu söylüyor olmamdan öte hiçbir şey olmaması. Size söylemdeki yapıntıdan [artefact] bahsettim, çünkü söylem bakımından denebilir ki, orada bulunmamış hiçbir olgu yoktur, olguların olgu oluşları olsa olsa söylenmiş olmalarından gelir, söylenmiş olgu bütünüyle söylem olgusudur. Yapıntı terimiyle adlandırdığım şey budur, ve elbette indirgenmesi gereken şey de budur. Çünkü yapıntıdan söz etmekteki amacım, onda farklı şeyler olabileceği, ona özgü bir doğa olabileceği fikrini uyandırmak değil. Böyle bir doğadaki engellerle başa çıkmaya kalkışmanız hata olurdu, çünkü asla o doğanın dışına çıkamazdınız. Mesele böyle konmaz. Bu söylem midir yoksa söylem değil midir diye konmaz, şöyle konur: Ya söylenmiştir ya da söylenmemiştir. Söylenmiş olandan başlarım, yapıntısının sizi orada tutmaya yetmesi beklenen bir söylemle başlarım; ve kesilir, çünkü keyif fazlası basıncı altında burada olmalısınız diye eklemiyorum. Kesilir dedim çünkü söylemimin sizi toplamış olmasının keyif fazlası basıncıyla olup olmadığı tartışmalıdır. Kararlaştırılmış değildir, kim ne düşünürse düşünsün: Size sunduğum sözler dizisinden oluşan bu söylem sizi nereye koyar? Suret olması gerekmeyen söylemin “konuşmayarak” sorgulayabileceği işte bu yere koyar.

Suret burada ne anlama geliyor? Bir söylem sureti, örneğin. Mantıksal pozitivizm denilen konum budur, bilirsiniz. Şöyle olur: Bir imleyenden başlanarak evet ya da hayır diye karar veren bir test uygulandığında, kendini bu teste sunamayan şey her neyse, işte ona hiç anlamı yok denir. Ve bu yolla insanlar metafizik adıyla anılan bir sürü meseleyi hallettiklerini zannederler. Benim tutumum hiç böyle değil. Mantıksal pozitivizmin savunulamaz bir konum olduğunu size göstermek isterim, özellikle de analitik deneyimden başlayarak.

Analitik deneyim eğer asalet iddiasını Ödip efsanesinden almakla zan altındaysa, bunun sebebi aslında kâhin konuşmasındaki bıçak sırtını muhafaza etmesidir, ve dahası, yaptığı yorumlarda da hep aynı zeminde kalır. Ancak kendi neticeleriyle true olur, her kâhinde olacağı gibi. Yapılan yoruma evet ya da hayır diye cevaplanabilecek bir truth testi uygulanmaz, o zaten truth açığa çıkarır. O ancak truly takip edildiği ölçüde true olur. Daha sonra göreceğiz ki imletim şemaları, yani mantıksal imletim şemaları, bunların en klasik örnekleri zaten söze ait olduğu ölçüde truthfulness‘ın kurulmasını gerektirir, esas itibariyle anlamsız bile olsa. Truth‘un basitçe açığa çıkarılarak uygulandığı noktadan bu truth’a beden vermeye çabalayan bir mantığa geçilmesi, tam olarak, temsil etmenin temsilcisi olan söylemin atıldığı, kovulduğu noktadır. Ama böyle olabilmesi, onun bir kısmının hep orada kalması sayesindedir, bastırma [repression] denen şey de budur. Onun temsil ettiği bir temsil değildir artık bu, truth etkisi karakterindeki söylemin sürdürülmesidir.

Truth etkisi bir suret değildir. Ödip karmaşası bize bunun, böyle dememe izin verirseniz, kırmızı kan olduğunu öğretmeye yarar. Orada olmuş olursunuz, kırmızı kan sureti reddetmez, ona renk verir, onu suretlendirir [re-semblant], onu yayar. Birazcık talaş, ve sirk yeni baştan başlar. Suret olması gerekmeyen söylem meselesinin ancak söyleme yapısını veren yapıntı zemininde konabilmesi de aslında bu yüzdendir. O esnada, hiçbir söylemin sureti yoktur, onu muhakeme edecek hiçbir üst dil yoktur, Başkasının hiçbir Başkası yoktur, true‘nun hiçbir true‘su yoktur.

Jacques Lacan 1970-1971 Seminer 18: Suret olması gerekmeyen bir söylem üzerine, sayfa 8

Türkçesi: Işık Barış Fidaner

ç.n. Türkçedeki “zaten” genelde İngilizcedeki “already”nin karşılığı sayılır ama “zaten” aslında çok daha muğlak ve muğlaklaştırıcı bir sözcük. Bu metinde “already”yi “-miş” kipiyle karşılamaya çalıştım. Tek bir yerde “truth as such” karşılığı olarak “zaten truth” dedim. Bir de “these schemas themselves”e “bu şemalar zaten” dedim.

True/truly/truth/truthfulness‘a Türkçede karşılık bulabilmiş değilim. “zaten”deki muğlaklık sanırım Türkçede “true“nun karşılıksız oluşunu örtüyor. “-miş”in Türkçede “would”un karşılıksız oluşunu örtmesi gibi.

Bu ikisini şöyle ayırt edebiliriz: “zaten” çaresizlik belirtir, “-miş” yetersizlik belirtir [*].

“Already”yi “zaten”den alıp “-miş” tarafına kaydırıyorum çünkü yetersizlikle alakalı ve izafiyet belirten bir ifade. “Truth as such”a ise “zaten truth” diyorum çünkü çaresizlikle alakalı ve mutlaklık belirten bir ifade.

Türkçede en az “zaten” kadar muğlak ve muğlaklaştırıcı bir terim de “kötü”. İngilizcedeki belirli kötüler yani bad, evil, poor vb. karşısında Türkçede tek bir tane belirsiz “kötü” var. O yüzden “kötü” de en az “zaten” kadar kaçınılmaya çalışılması gereken bir sözcük.

Ad

A Separation,1,Adam Schaff,1,Adem ve Havva,1,Akra'da Bulunan Elyazması,1,Alain Badiou,4,Alain Resnais,1,Alan Woods,1,Albert Camus,17,Albert Einstein,4,Alejandro González Iñárritu,1,Alenka Zupančič,1,Alexander Supertramp,1,Alfred Hitchcock,4,Alıntı,1,Ali Rahimli,4,Allen Ginsberg,5,Amin Maalouf,1,Anarşi,2,André Breton,1,Andrey Tarkovski,7,Ani Gezinti,1,Anton Çehov,2,Antonin Artaud,1,Anubis,1,Aristoteles,1,Arthur Danto,1,Arthur Rosenberg,1,Arthur Schopenhauer,2,Arundhati Roy,1,Asghar Farhadi,3,Attila İlhan,1,Aynadaki Gibi,1,AzBlog,14,Aziz Nesin,2,Babaya Mektup,1,Beat Kuşağı,17,Belgesel,5,Belinski,1,Bertolt Brecht,3,Bertrand Russell,1,Bilim,10,Billie Holiday,1,Biyografya,22,Björk,1,Bob Black,1,Bob Dylan,1,Bozkırkurdu,1,Böyle Buyurdu Zerdüşt,1,Breaking Bad,1,Bulantı,1,Bülent Ortaçgil,2,Büyülenme,1,Camera Lucida,1,Can Yücel,2,Cemal Süreya,1,Charles Baudelaire,2,Charles Bukowski,6,Charles Dickens,1,Charlie Chaplin,2,Charlie Parker,1,Christfried Tögel,1,Christine Bard,1,Christopher McCandless,1,Christopher Nolan,1,Chuck Palahniuk,3,Çarlz Bukovski,1,Çavdar Tarlasında Çocuklar,1,Dallas Buyers Club,1,Damon Albarn,1,Daniel Goleman,1,Dava,1,David Gilmour,1,Demian,1,Desiderius Erasmus,1,Didier Lauru,1,Dieter Forte,1,Djivan Gasparyan,1,Dominique Laporte,1,Dostluk Bağları ve Dostluk,1,Dostoyevski,16,Dönüşüm,1,Edebiyyat,140,Edgar Allan Poe,1,Eduardo Galeano,1,Eflâtun,1,Ejderhaların Danssı,1,Elias Canetti,1,Elvis Presley,2,Emil Michel Cioran,1,Emma Goldman,1,Eric Clapton,1,Eric Hoffer,1,Erich Fromm,3,Ernest Hemingway,2,Estela Welldon,1,Ethan Coen,2,Əkrəm Əylisli,1,Feature,20,Félix Guattari,1,Felsefe,93,Ferman Toroslar,1,Fernando Pessoa,1,Film,68,Franz Kafka,25,Freddie Mercury,1,Friedrich Engels,1,Friedrich Nietzsche,19,Füruğ Ferruhzad,1,Gabriel Garcia Marquez,1,Gabriel García Márquez,2,Galileo,2,Gemeinschaft,1,George Carlin,1,George Martin,1,George Orwell,1,Georges Canguilhem,1,Georges Perec,1,Gerçeklik açısından Kafka,1,Gilles Deleuze,5,Goethe,1,Gogol,4,Guguk Kuşu,1,Gustav Janouch,1,Guy Fawkes,1,Hakim Bey,1,Harriet Lerner,1,Hegel,2,Heinrich Böll,1,Hermann Broch,1,Hermann Hesse,5,Herta Müller,1,Hrant Dink,1,Iain Menzies Banks,1,Immanuel Kant,1,Ingeborg Bachmann,1,Ingmar Bergman,6,Inside Llewyn Davis,1,Italo Calvino,2,İran,1,İtalo Calvino,1,J. D. Salinger,2,Jack Kerouac,8,Jacques Brel,1,Jacques Lacan,13,Jacques Vergès,1,James Hawes,1,James Joyce,1,Jan Pol Sartr,1,Jason McQuinn,1,Jean Baudrillard,1,Jean Cocteau,1,Jean-Paul Sartre,10,Jehane Noujaim,1,Jenn Ashworth,1,Jiddu Krishnamurti,2,Jimi Hendrix,1,Joel Coen,2,John Berger,1,John Fante,2,John Lennon,5,John Steinbeck,4,Jorge Luis Borges,1,Jose Saramago,1,Joseph Conrad,1,Judith Butler,1,Juliet Mitchell,1,Julio Cortázar,1,Kaos'un Gizli Yaşam,1,Karamazov Kardeşler,2,Karl Marx,8,Kaybedenler Klübü,1,Ken Kesey,1,Kırmızı Pazartesi,1,Korkma Ben Varım,1,Kumarbaz,1,Kürk Mantolu Madonna,1,La Casa De Papel,1,Lady with Ermine,1,Lars von Trier,8,Laura Nyro,1,Leonard Cohen,1,Leonard Da Vinci,1,Lev Tolstoy,5,Lev Troçki,2,Linda Lee,1,Maksim Gorki,2,Malina,1,Marie Curie,1,Marilyn Manson,1,Marilyn Monroe,1,Mario Leis,1,Marlon Brando,1,Marqius de Sade,2,Martı Jonathan Livingston,1,Martin Heidegger,2,Maurice Blanchot,2,Max Stirner,15,Mental Pornografi Blog,2,Meqale,175,Michael De Montaigne,1,Michel Foucault,6,Mike Leigh,1,Milan Kundera,1,Miles Davis,1,Milgram,1,Milgram deneyi,1,Mohsen Namjoo,3,Monique Wittig,1,Morrisse,1,Murat Menteş,1,Mustafa Kemal Atatürk,1,Muzik,37,Neal Cassady,2,ngmar Bergman,1,Nick Cave,1,Nick Mason,1,Nikolay Gavriloviç Çernişevski,1,Nilgün Marmara,1,Noam Chomsky,2,Nostalghia,1,Notre Dame'ın Kamburu,1,Nuri Bilge Ceylan,2,Octavio Paz,1,Oğuz Atay,1,Ontolojik Anarşi,1,Onur Ünlü,2,Oscar Wilde,2,Osho,1,Oteki Ben,1,Ölüler Tanrısı,1,Ölüm Pornosu,1,Ömer Hayyam,1,Özdemir Asaf,1,Palyaço,1,Pantolonun Politik Tarihi,1,Patti Smith,1,Paul Lafargue,1,Paul McCartney,3,Paulo Coelho,2,Peter Kropotkin,2,Pierre Clastres,1,Pigme,1,Pink Floyd,2,Politika,1,Rachel Carson,1,Rachter'in Günlüğü,1,Rashit,1,Ray Davies,1,Rene Girard,1,René Wellek,1,Richard Bach,1,Richard Brautigan,1,Richard Dawkins,1,Richard Wagner,3,Richard Wright,1,Robert Musil,1,Roger Fornoff,1,Roger Garaudy,1,Roger Waters,2,Roman,9,Rose Laub Coser,1,Rus edebiyat,2,Ruth Sheppard,1,S. Reynolds & J. Press,1,Sabahattin Ali,2,Sait Faik,1,Salvador Dali,1,Samuel Beckett,4,Sasha Grey,1,Saul Newman,2,Sean Penn,1,Sırtımdaki Ev,1,Siddhartha,1,Sigmund Freud,19,Silence Spring,1,Simone de Beauvoir,6,Slavoj Zizek,6,Slavoj Žižek,15,slide,2,Sokrates,1,Soren Kierkegaard,1,Spinoza,1,SS,6,Stalker,1,Stephen Eric Bronner,1,Steve McQueen,1,Stranger,1,Suç ve Ceza,2,Supertramp,1,Sürgün,1,Şeyler,1,Tanrıya Karşı Söylev,1,Tarkovsky,5,Tek Bacaklı Yolcu,1,Teneke Trampet,1,The Beatles,4,The Butterfly Effect,1,The Rolling Stones,1,The Square,1,Theodor Adorno,4,Thomas Mann,1,Through a Glass Darkly,1,Tom Waits,2,Tomris Uyar,1,Tony Porter,1,Turan Dursun,2,Turgut Uyar,1,Ulua,1,Uluma,1,Ulus Baker,4,Umberto Eco,1,Utanç,1,V for Vendetta,1,Van Gogh,1,Victor Emil Frankl,1,Victor Hugo,1,Viktor Frankl,1,Vladimir Nabokov,2,Voltaire,1,Vsevolod İ. Pudovkin,1,Walter Benjamin,1,Wilhelm Reich,1,Will Durant,1,William S. Burroughs,2,William Shakespeare,1,Woody Allen,8,Xavier Dolan,1,Yabancı,1,Yad,1,Yolda,1,Yusif Vəzir Çəmənzəminli,1,Zeki Demirkubuz,3,Zen Kaçıkları,1,
ltr
item
Ali Rahimli: Suret olması gerekmeyen bir söylem (Jacques Lacan)
Suret olması gerekmeyen bir söylem (Jacques Lacan)
https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjtIqFc57ararRcYvov8pEFWBqMHyowwqLea0ZVTu9Q2i_1ighJXiWTpVQq5qp1OUhpGg7muv7QuisNBEwNRV4zhgSBBLUNOpXhBiwe6sjpJ7bNCrtnBvcBsAomnyM4UGuSbHJt8VrWyxeG/s640/Jacques-Lacan-Psikoanaliz-1078x516.jpg
https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjtIqFc57ararRcYvov8pEFWBqMHyowwqLea0ZVTu9Q2i_1ighJXiWTpVQq5qp1OUhpGg7muv7QuisNBEwNRV4zhgSBBLUNOpXhBiwe6sjpJ7bNCrtnBvcBsAomnyM4UGuSbHJt8VrWyxeG/s72-c/Jacques-Lacan-Psikoanaliz-1078x516.jpg
Ali Rahimli
https://alirahimli.blogspot.com/2016/08/suret-olmas-gerekmeyen-bir-soylem.html
https://alirahimli.blogspot.com/
https://alirahimli.blogspot.com/
https://alirahimli.blogspot.com/2016/08/suret-olmas-gerekmeyen-bir-soylem.html
true
8815050805795647263
UTF-8
Tüm Yazılar Yüklendi Hiç bir yazı bulunamadı HEPSİNİ GÖSTER DAHA FAZLA Cevapla Cevabı İptal Et Sil Tarafından Ana Sayfa Sayfalar İçerikler Hepsini Göster BU YAZIYA BENZER DİĞER YAZILAR ETİKET ARŞİV ARAMA BÜTÜN İÇERİKLER İsteğinizle eşleşme bulunamadı Ana Sayfaya Dön Sunday Monday Tuesday Wednesday Thursday Friday Saturday Sun Mon Tue Wed Thu Fri Sat January February March April May June July August September October November December Jan Feb Mar Apr May Jun Jul Aug Sep Oct Nov Dec just now 1 minute ago $$1$$ minutes ago 1 hour ago $$1$$ hours ago Yesterday $$1$$ days ago $$1$$ weeks ago more than 5 weeks ago Followers Follow THIS CONTENT IS PREMIUM Please share to unlock Copy All Code Select All Code All codes were copied to your clipboard Can not copy the codes / texts, please press [CTRL]+[C] (or CMD+C with Mac) to copy